İyi haftalar saygıdeğer okuyucular,

Öncelikle şunu belirteyim; bu yazıyı Fed toplantısı öncesinde kaleme alıyorum.

Aylardır tüm dünya kilitlenmiş FED’in faiz artırım noktasındaki hamlesini bekliyor. Ha arttı ha aratacak nitelikli birçok spekülatif senaryo havada uçuşuyor. Ve buna endeksli piyasalarda da Fed toplantısı öncesi daha hamle gelmeden ciddi artışlar yaşanıyor.

Borsa ile ilgilenenler bilirler; bu tarz beklenti içeren durumlarda olayın gerçekleşme ihtimali olaydan daha büyük etki yapar yani BEKLENTİ SATAR.

Fed faiz artırımında da aynen durum böyle. Daha önce de yazmıştım. Fed kurumunun faiz artırımı, risk primini sattı. İnsanlar önlemini aldı, bu durumdan fayda sağlayacak olanlar faydasını sağladı. Yani bu iş bitti.

Bugün büyük ihtimalle Fed faiz oranını % 0,25 arttıracak ve USD 3 seviyelerini test edip 2,95’lere geri gelecek. Aksi taktirde Fed’in artık piyasalar üzerinde inandırıcılığı azalacak ve artış yaşanmazsa USD 2,90’ın da altına düşecek.

Yalan bir piyasa ortamında yaşıyoruz, her şey danışıklı dövüş. Aslında herkes ABD’de bu kadar altın olmadığının farkında. Belki biliyorsunuzdur, Dolar’ın en kabul edilir para birimi olmasının sebebi FED’in basılan her 35 USD karşılığında ABD kasalarında 1 ons altın konulması taahhüdü. Ama maalesef kral çıplak. Dünyada şu an itibariyle bu kadar altın rezervi olduğunu bile düşünmüyorum.

Bu nedenle ABD tüm dünyadaki genel piyasaların gönlünü hoş tutmak zorunda. Madalyonun öbür yüzünde diğer para birimi sahipleri de buna uymak zorunda. Çünkü aksi bir durumda para dediğimiz ödeme senetlerinin tüm hükmü yok olabilir.

Bugün Türkiye’de Euro’nun değeri USD’ye karşı parite olarak adlandırılan endeks ile belirleniyor. Yani USD – EURO korelasyonu arasındaki orana göre bizler 1 Euro’nun kaç TL olduğunu belirleyebiliyoruz. Hatta ve hatta TL’nin değeri bile diğer para birimleri ile ilişkili endekse bağlı.

En nihayetinde ana değişim aracı altın. Şu bir gerçek ki kendini koruyabilecek düzeyde askeri varlığı olan ve ilişkilerini sağlam yürüten bir ülkenin yeteri kadar altını varsa kendi sözünü söyleyebilir. Yani “Mühür kimdeyse Süleyman odur.”

Saygılarımla