Köşe yazarı geçiyor bilgisayarın başına, CHP ile ilgili gelişmeleri yorum konusu yapıyor.
CHP’li yada MHP’li. Hatta AK Partili bile, kendi aralarında CHP’nin aday adayları ile ilgili fikir beyanlarında bulunuyor.
CHP’li, CHP’liye yaklaşan yerel seçimler ile ilgili baş gösteren gelişmeleri kendi yorumlarıyla anlatıyor.
Bu gelişmelerin baş göstermesiyle ortaya şöyle bir soru çıkıyor:
“Neden hep CHP?.”
Sahi neden dersiniz?
Önüne gelen niçin CHP’nin yerel seçimler için aday adayı olanları konuşur da, MHP yada AK Parti ile ilgili yorumlar yapılmaz ki?
Yapılmıyor mu?
“Büyükşehir’e Menderes Türel aday olacak mı olmayacak mı?”
“AK Parti’nin Büyükşehir adayı Türel mi yoksa Çavuşoğlu mu” sorularının cevabını bulmaktan başka kim kime ne sorusu sorabiliyor?
AK Parti’de bir tane aday aday olayı yok.
MHP’de desen Antalya’nın meltem rüzgarı gibi bir iki aday adayından sonra başka aday adayı çıkacak mı çıkmayacak mı diye belli bir beklentiden başka bir şey yok.
Yani yaprak dahi kıpırdamıyor.
Peki ya CHP..
Aday adaylığı sırasına girmiş mübarekler.
Hiç yapamayan meclis üyeliğine soyunmuş durumda.
Örnek İl Disiplin Kurulu eski Başkanı Mahmut Yıldırım.
Attılar mı mangalda kül bırakmayıp.,
“Ben CHP’ye 50 yılımı verdim” diyenler, 50 yıllık birikimlerinin karşılığı olarak meclis üyeliğine fitler.
Dile kolay.
Ömrünün 3’te 2’sini ideolojisine inanıp, liderlerini yürükten sevdiğin bir partinin geceli gündüzlü peşinde koşacaksın.,
Gerektiği zaman karını çocuklarını partine hizmet adına ikinci plana iteceksin.
İl yada ilçe kongrelerinde, “Ben bu partiye hayatımı verdim” naraları atacaksın.
Sonra da meclis üyeliğine razı olacaksın..
“Neden başkanlık değil de meclis üyeliğine fit olunuyor” diye bir soru yöneltsek:
“Millete hizmet adına her temsili yer kutsaldır” gibi politik cevap verip.,
“Partim için her şeyi yapmaya razıyım” deyip aklın sıra sempati toplayacaksın öyle mi?
Peki aday adaylığından aday belirlemeye geçilip, o adaylar arasında ismin olmadığı zaman hakikaten hala, “Partim” demeye devam edebiliyor musun?
Geçmişte anında varyata yapıp, sonuna kadar savunduğu partisinin bir numaralı muhalifi olanları çok gördük.
Bu yerel seçimlerde de eminim ki görmeye devam edeceğiz.
Verilen sözler tutulmadığı.,
Dün söylediğini bir gün sonra unutup.,
Şahsi menfaat beklentilerin her şeyin önünde olduğu sürece, çıkışların tamamı sunidir.
Gün gelir yanan mum söner.
AK Parti’nin kurucusu ve 4.5 yıl öncesine kadar Ak partili Belediye Başkanı olan Erdal Öner’in ismi dahi bugün CHP’den adaylığı konuşuluyorsa.,
Sen CHP’ye bırak yarım yüzyılını vermeyi, ömrünün tamamını versen ne yazar, vermesen ne yazar?
Senin il başkanın, “Kesinlikle ön seçim” dedi mi?
O vaatleri verdi mi?
O zaman il başkanının izinden gidecek, o sözünün ardında durup durmayacağının takipçisi olacaksın ki, partiye hakikaten hizmet etmiş olabil.
İlla ki aday adayı olman şart değil.