Ben bugün Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Kepez ve Büyükşehir Meclis Üyesi, aynı zamanda MHP’nin Büyükşehir Gurup Sözcüsü M.Reşat Oktay’a, “Günaydın” diyerek yazıma başlamak istiyorum.
Belki benim sevgime ihtiyacı olmaya bilir ancak, kendisini sever, sayarım.
Yazımı belki öğle saatlerinde okuyabilir.
Bu nedenle “Tünaydın”.
Hatta gazeteleri akşamdan akşama okuma alışkanlığına bile sahiptir ve yazılarımızı akşamları evine gidince okuyordur. Buna rağmen, “İyi akşamlar” bile demeyeceğim.
Sadece, “Günaydın.”
Neden mi?
Kent Konseyi’nin, Büyükşehir Belediye Meclisi komisyonlarında bekleyen 5 önerisinin masaya yatırılması olayına çıkan, “Takdirle karşılama” olayının adına, “Dostlar alışverişte görsün” koymuş.
Bundan dolayı günaydın sayın Oktay.
Antalya Büyükşehir Belediyesi 2 yıldır “Dostlar alışverişte görsün” zihniyetiyle hareket ediyor ve sen de o meclisin üyesisin.
Hatta, CHP’nin çıkarttığı çoğu kararların altında senin ve ekibinin de imzaları var.
Oylamalarda sürekli demek abartılı olur ancak, CHP’nin en büyük destekleyicileri sen ve MHP’li diğer meclis üyeleriydi.
Ne değişti de, “dostlar alışverişte görsün” edasıyla hareket edenleri şimdi afişe etmeye başladın ki?
Bunu demek için illa ki Altın Portakal Film Festivali’nde ters mi düşmen gerekirdi?
Dedim ya, “kendisini sever, sayarım.”
Çünkü hakikaten adam gibi adamdır Doktor Reşat Oktay.
Ama ortada bir de gerçek var.
Antalya kenti adına olumlu veya olumsuz her karar için dirsek teması yaptığın bir belediye çalışmaları zihniyeti, “dostlar alışverişte görsün” mü olmalı?
Ve sen de o alışverişi yapanların bir parçasısın.
Neden yaptırırsın?
Asli görevleriniz arasında ona müsaade etmemek yok mudur?
Bu durumda ortaya bir gerçek çıkıyor.
İyi bir baba.
Mükemmel bir insan.
Dürüst bir politikacı olabilirsin ancak, duracağın yere de dikkat edeceksin.
Edeceksin ki, “Bu zihniyet dostlar alışverişte görsün zihniyetidir” demeyesin.
Laf olsun diye belediyecilik yapanlar tek başına yapmıyorlar da ondan.
Sen de katkı koyuyorsun.
Yoksa ben mi yanılıyorum?