Antalyaspor’da gidişat iyi değil.

Kabul.

İstediğimiz oyunu oynayamıyoruz.

Kabul.

Sıralamada ne yazık ki tablo kötü.

Kabul.

Düzelir  miyiz?

Elimizde!

Ben yazmaktan teknik direktör Rıza Çalımbay oynatmaktan yorulmadı.

Tam hatamızdan döndük.

Maça Aydın Karabulut ile başlamadın hoca diyoruz.

Pat Aydın Karabulut oyunda.

Netice hüsran.

Kayseri'de maç 11’i açıklanıyor.

Bakıyorum Aydın 11’de .

Hoca anlıyor ki olmayacak 58’inci dakikada alıyor oyundan.

Çok adetim değil.

Fakat artık demiştik demek istemiyoruz.

10 maçta 1 maç kazandıracak oyuncu değil.

Takım arkadaşlarının hatasını kapatan, geriye yardım eden oyuncu profili lazım!

Yoksa Kayserispor önünde alınan mağlubiyet gibi kaybetmezler kaçınılmaz olur.

Geçen yıllardan önümüzde Emre Akbaba örneği var.

Alanya'yı sırtlayan elimizden kaçırdığımız bir oyuncu.

Netice malum Milli Takım.

Şimdi bunları neden yazdım.

Geçen yıl sakatlıklar bu yıl ona güven duygusunu hissettiremeyen antrenör ve tribünden bakıldığında verimsizmiş gibi gözüken Emre Güral.

Hocanın bu kadar eksik var iken, Emre'ye güvenmesi şart.

Madem göndermiyorsun oyuncuya güven mesajını vermen lazım.

İki maç 11’de başlat yanılırsak kusura bakma deriz!

Başkan, yönetim ve transferinde kimin emeği geçtiyse kutlarım.

Kimdir o!

Johan Djourou.

Hava hakimiyeti mi?

Standart üstü.

Teknik?

O mevki oyuncusu için müthiş.

Kademe anlayışı?

Gerçek bir geri 4’lü oyuncusu.

İlerleyen haftalarda daha iyiye gideceğimden de şüphem yok.

Mayası sağlam.

Şimdi;

Kayseri'den eli boş döndük.

Potansiyeli yüksek olan bir takımız.

Geçen yıl kötü başlayan bir Antalyaspor ve son anda Avrupa’yı kaçıran bir ekibimiz var.

Üstüne bir de Nasri ve Menez gibi yıldızlar eklendi.

O yüzden karamsarlığa düşmeyelim.

İlla ki bu düşüşün bir çıkışı olacak.

Yeter ki söylenenlere kulak asılsın.

Her şeyi ben bilirim, demek çözüm değil!

Güç birlikten doğar.

UNUTULMAMALI.