Gazetecilik mesleği pek çok meslek dalına göre daha iştahla ve araştırmayla yapılan bir iş. Her sohbetinizden bir haber çıkartabilirsiniz. O yüzden ‘gazetecinin yanında konuşmayın, kaleme alır’ derler.
Geçtiğimiz günlerde Antalya’nın onca sorunu yetmezmiş gibi, bir de klimacıların sorunlarına tanık oldum. Daha önce rent a car firmalarının yaşadığı sıkıntıları dile getirmiştim. Demek ki her sektörün kendi içinde sıkıntıları var. Ancak çözüm üretecek mecralar maalesef yok.
Değerli arkadaşım, klima tamiri, bakımı, temizliği yapan Beytek İklimlendirme’nin sahibi Mütahit Beylik ile kısa bir süre sohbet etme imkanı buldum. Biraz oradan buradan hal hatır sorma muhabbetinden sonra, şu klima temizliğine aklım takılıyor’ dedim. Antalya klima kullanıyor ve temizlenmeyen klimalar mikrop saçıyor. Bana Antalya’nın klima tablosunu çıkartır mısın, insanlar klima temizliğine önem veriyor mu öğrenmek istedim. Demez olaydım. Bir sektörün bu kadar mı sorunu olurmuş, buna şahit oldum.
Mütahit Beylik Antalya’da klima temizliğinin hassasiyeti konusunda gerilerde olduğunu söylerken, ‘nasıl yani’’ dedim. İnsanlar mikroplu havayı mı soluyor.
Verdiği cevap ‘evet’. Üstelik sadece solumuyor, kampanya diye adlandırılan çağrılara kanıyor’ dedi. Biraz daha konunun üstüne gittiğimde ise sorunlar arap saçı gibi dökülmeye başladı.
Bu yazımı okuyan çoğu takipçimizi klima temizliği nedeniyle aramışlardır. 30 liraya klima temizliği kampanyası diye kapıyı çalmışlardır. Ancak Mütahit Beylik arkadaşımızın anlattığına ve benim yaptığım araştırmaya göre bu fiyatlara klima temizlemenin imkanı yok.
Maliyetini bile kurtarmayan bu kampanyalarda edindiğimiz duyumlar ilginç boyutta. Öncelikle benim telefonumu kampanya yapan firmalar nereden buluyor. Bunun sorgulanması gerekiyor. Kimler paylaşıyor benim numaramı. Bu konuyu ayrı bir yazıda ele alacağım. İlginç tespitlerim var.
Klima temizliği için ulaşan kişiler kampanyaya ikna eder ve gelirse bakıma, karşınıza çıkacak olasılıklar şunlar. Bunu anlatan sektörün içindeki insan.
Öncelikle klima temizliği adı altında temizcik yapılır. Kullanılan temizlik kimyasalı değil, kimyasalcığı. Ardında ‘klimanın gazı az dolduralım’ teklifi ile karşılaşma olasılığınız yüksek. Aslında gaz var ancak… Doldurun onayını verirseniz, gaz yerine havanızı almanız olasılığı da azımsanmayacak boyutta. Zaten dolu… Anlamadığınız iş olduğu için klimanızız temizliği yerine, cebinizdeki paranın eksikliğini yaşıyorsunuz. Kampanya fiyatına gelenler, müşterisinin durumuna göre fiyatı istediği bahanelerle çoğaltabiliyor.
Sadece bunlar değil sektörde yaşanan sıkıntılar. Klimayı takan kişilerin klimayı elektriğe direkt bağlayacak yetkisi yok. Bunun için elektrik bölümü mezunu olması gerekiyor. İklimlendirme okuyan biri klima bağlayabilir, ancak onun elektrik bağlantısını direkt yapamıyor. Ancak fiş yapar, fişini prize takar. Bunu daha önce duymuş muydunuz? Klimanın sadece elektriğini bağlasın diye bir elektrikçi çalıştırmak ise ayrı bir maliyet.
Sektörün diğer en önemli sorunu ise mesleğe sahip çıkacak bir örgütün olmaması. Ne ATSO’da meslek grupları bu konuta etkin, ne de bir meslek odası konuya vakıf. Kendi halinde, kendi rüzgarında savrulan bir sektör.
Daha yazılacak o kadar çok sorun var ki bu sektörle ilgili. Siz iyisi mi klima temizliğine biraz itinalı yaklaşın. Evinizde mikrop üreten kirli klimalara bir baktırın. Bunu da işinin ehli uzmanlara yaptırın. Her kampanyaya kum balığı gibi atlamayın. Sektöre emek verenlere yazık oluyor.
Kazasız ve cezasız günler dileğiyle.