Rusya-Ukrayna savaşı tarım sektörünü çökertebilir
Prof. Dr. Halil Demir
Dünya üzerinde zorbalıklar sadece insanlar arasında yaşanmıyor. Ülkeler arasında da zorbalıklara tanıklık ediyoruz. Uzak Doğunun güçlü zorbası Çin Halk Cumhuriyeti. Karşındaki Amerika, kendini Dünya’nın jandarması sanan başka bir zorba ülke. Yanı başımızdaki Rusya ise bir başka zorbalık ülkesi.
Bunların uzaklıkları veya yakınlıkları diye bir kavram da yok. Menfaatleri gereği her yerdeler. Her yerde güçlerini göstermeye çalışıyorlar. Ayrıca arka kapıdan aralarında anlaşabiliyorlar da. Bunlarla mücadele etmesi çok zor.
Ukrayna’nın NATO’ya girme isteğini bahane göstererek Rusya bu ülkeyi ablukaya almış durumda. Ha bugün işgal edecek, ha yarın diye her gün senaryolar üzerinden konuşuluyor. NATO’ya girmek isteyen ülke abluka altındayken, ona “gele gel” diyenler “yapma ha, cezası büyük olur” blöflerini sıralamaya devam ediyor.
Peki, Rusya-Ukrayna gerginliği sıcak çatışmaya dönüşürse ne olacak? Olan Ukrayna’ya olacak. En büyük zararı görecek ülkelerin başında ise Türkiye geliyor.
Kendi penceremizden, yani tarım sektörü açısından bakacak olursak, sektörümüz bir krizin ortasında kalabilir. Ülkemizin 2021 yılındaki 206,5 milyar dolarlık ihracatının 5,3 milyar doları Rusya Federasyonu’na, 2,5 milyar doları da Ukrayna’ya gerçekleştiriliyor.
200 milyar doların üzerindeki ihracatta 5 milyar dolar düşük bir rakam deme lüksüne sahip değiliz. Ukrayna’nın işgalin içerisinde olmasından dolayı eklenecek 2,5 milyar dolar da eklenecek.
Türkiyemizin 2021 yılındaki yaş sebze-meyve ihracatı, %13’lük artışla 3 milyar 83 milyon doların üzerine çıkmıştır. Bu rakamın üçte biri ise sadece Rusya’ya yapılan satışlardan elde ediliyor.
Yaklaşık %6’lık artışla ulaştığımız 1 milyar 14 milyon dolarlık ihracatın sekteye uğraması, yaş sebze-meyve sektörüne büyük bir darbe olarak geri dönecektir.
Bu alandaki en büyük dördüncü ihraç ülkemiz ise Ukrayna’dır. Bir önceki yıla oranla %11’lik artışla Ukrayna’ya yapılan sebze-meyve ihracatımız 216 milyon doların üzerindedir.
Konu sadece ihracat ile de bitmiyor. Bunun bir de ithalat boyutu var. 2020 yılında en fazla ithal ettiğimiz tarım ürünü buğdaydı. Rusya’dan 6,5 milyon ton, Ukrayna’dan 1 milyon ton buğday aldık.
Tarım sektöründe hem ihracat, hem de ithalat bazında Rusya ve Ukrayna önemli ticaret ortaklarımız arasında yer alıyor. Bu olaya tarım dışı alanlardan da bakılması gerekiyor.
Nereden bakarsak bakalım, Rusya tarafından yapılacak işgal girişimi ve dolayısıyla çıkacak savaş, en fazla ülkemizi etkileyecektir. İhracatın durması doğrudan iç piyasayı vuracaktır.
Aşırı düşen fiyatlar tarımsal üretimi olumsuz etkiyecektir. Üretim olmaz ise köylerimiz boşalacaktır. Bu konuda her kesimin elini taşın altına koyması gerekiyor. Sorumluluk ile hareket etmemiz gerekiyor.
Hem ABD, hem AB ülkeleri ve hem de Rusya’nın esas hedefleri arasında Türkiye’yi köşeye sıkıştırmak olduğunu düşünüyorum. Bu güç odakları ile ülkemiz her coğrafyada karşı karşıya geliyor. Bize düşen ülkemize sahip çıkmaktır. Yek vücut mücadeleye devam etmeliyiz
Yorumlar