Terörün kanlı yüzü geçtiğimiz günlerde bu kez Yeni Zelanda’da karşımıza çıktı.

Aşırı sağcı bir terörist Cuma namazı esnasında iki camiye saldırı düzenledi, saldırıda çocuk, kadın, genç, yaşlı 50 kişi hayatını kaybetti.

Eylemi gerçekleştiren terörist o anları da sosyal medya hesabı üzerinden canlı olarak yayınlattı.

Yaşananlar hepimizi şok etti.

Bir kez daha içimiz kan ağladı.

Açık konuşmak gerekirse olaydan sonra Yeni Zelanda parlamentosunun nasıl bir tavır takınacağını merak ediyordum.

Bu vahşet karşısında sessiz mi kalacaktı, yoksa insanım diyen herkesin ortaya koyacağı tavrı mı sergileyecekti? İkinci şıkkı tercih ettiler. Yani olması gerekeni yaptılar ve teröre karşı güçlü mesajlar verdiler, vermeye devam ediyorlar.

Bununla da yetinmediler kurbanlar için parlamentoda Kuran okuttular.

Yeni Zelanda Başbakanı Jacinda Ardern de tepkisini en sert şekilde verdi, teröristin adını anmayacağını söyledi. Milletvekillerinden de teröristten ziyade terör saldırısında hayatını kaybeden kişilerin isimlerini söylemelerini isteyen Ardern, “O bir terörist. Bir suçlu. Aşırılıkçı. Hakkında konuştuğumda isimsiz olacak” dedi. Ardern, konuşmasını “Selamün Aleyküm” diyerek bitirdi.

Dikkat edin açıklamalar Yeni Zelanda Parlamentosunda yapılıyor. Kimse “Kurban Müslüman’dı” demedi. Kimse “Neden Kuran okutuldu” ifadesi kullanmadı. O parlamentoda bulunan milletvekillerinin tahminen hiç biri Müslüman değildi. Olaya tamamen bir insan olarak baktılar ve örnek olacak söylem ve eylemlerde bulundular. Bunu bütün dünya samimiyetle yaparsa göreceksiniz bu terör olayları da bir daha yaşanmayacak. Çünkü kimseden güç alamayacaklar. Alamadıkları zaman da adını duyuramayacaklar. Hal böyle olunca da yok olup gidecekler.