Evet, tekrardan merhaba.  

Yalnızca değerli okurlarıma değil, bu gazetedeki köşe yazarlığı serüvenime de dediğim bir karşılama cümlesi bu.  

Gazeteciliğe başladığımda sene 2003'tü. Dünyada ne çok şey değişti...  

Ben de kendi dünyamda hem 6 yaşındaki o kızı büyüttüm hem de yeni bir kız çocuğum daha oldu. Bu sırada muhabirliğimi de yaptım bir yandan. İnsan mesleğine aşık olunca ne kadar çalışırsa çalışsın yorulamıyor. Bugün bu satırları duygulanarak yazıyorum. Bundan sonra haftada en az 2 gün siz değerli okurlarımla tekrardan buluşacak olmak beni aynı 2003'te Beyaz Gazetesi'nde çalışan genç kadın gibi heyecanlandırıyor. 

Umarım benim yazdığımda yaşadığım duyguları siz de okurken yaşarsınız.  

Sizinle bazen uzmanlardan aldığım önerileri, bazen gündemi, bazen de belli düşüncelerimi paylaşacağım. 

Bu haftanın kavurucu sıcağında biz, Antalya halkı sıcaktan ne denli şikayet ettik, kim bilir? Fakat Ege'de, benim doğup büyüdüğüm şehirde, yani İzmir'de korkunç bir yangın yaşandı. İzmir'in Karşıyaka ilçesindeki Yamanlar Dağı'nda 15 Ağustos'ta başlayan yangın 62,5 saat sonra kontrol altına alındı. Her yıl karşılaştığımız bu yangın haberlerini, o yangının bir kısmı yüreğime sıçramış şekilde takip ediyorum. Yüreğimin bir kısmı Manavgat'ta yanmıştı örneğin. Umarım en kısa sürede bu tür haberlerin çok geçmişte kaldığı, bu haberleri zar zor hatırladığımız bir döneme geçeriz. 

Bir sonraki yazımda buluşmak dileğiyle…