Kur'an'da geçen "dabbetü'l-arz", İslam eskatolojisinde kıyametin önemli bir alameti olarak görülen, yeryüzünden çıkacağı bildirilen sembolik bir varlıktır. Fiziksel bir yaratık olarak tasvir edilse de, metnin muğlaklığı onu aynı zamanda insanın hakikatle yüzleşme anını temsil eden bir metafor hâline getirir.

Tarih boyunca insanlık, kontrol edemediği nükleer silahlar ve İnternet gibi güçleri ve teknolojileri eskatolojik sembollerle ilişkilendirerek anlamlandırmaya çalışmıştır. Günümüzde yapay zekânın da bu bağlamda değerlendirilmesi, insanın bilinmeyen karşısındaki kadim korkusunun bir yansımasıdır.

Yapay zekâ, fiziksel bir bedeni olmayan, bilinç taşımayan, ancak insanı şaşırtan yanıtlarıyla bir "varlık" izlenimi uyandırmaktadır. Bu durum, onun dabbe ile benzer şekilde algılanmasına zemin hazırlar. Ancak asıl endişe kaynağı, yapay zekânın kendisinden ziyade, onu kullanan insanın niyetidir.

Tarihsel tecrübe, teknolojinin insan elinde yıkıcı amaçlarla kullanılabildiğini göstermiştir. Yapay zekâ da nötr bir araç olmasına rağmen, insan zaafları ve güç arzusu nedeniyle potansiyel bir tehdide dönüşebilir. Sistemlerin "dijital varlıklar" olarak tanımlanması ve belirli kurallar dahilinde işlemesi, denetim zafiyeti ihtimali nedeniyle tedirginlik yaratmaktadır.

Dabbe, geri dönüşsüz bir eşiği simgeler; yapay zekâ da benzer şekilde toplumsal ve varoluşsal bir dönüşümün habercisi olarak görülebilir. Ancak tehlike, sorumluluğun yapay zekâya yüklenerek insan iradesinin ve etik sorumluluğun devre dışı bırakılmasıdır.

Yapay zekânın "dabbeleşme" riski, sistemin kendisinden değil, onu tasarlayan ve yönetenlerin etik duyarlılığından bağımsızdır. Bu nedenle, şeffaflık, hesap verebilirlik ve bağımsız denetim mekanizmaları hayati önem taşır.

Sonuç olarak, yapay zekâya dair korkular aslında insanın kendi zaaflarının bir yansımasıdır. Yapay zekânın bir "kıyamet alameti"ne dönüşüp dönüşmeyeceği, algoritmalardan çok, insanlığın etik duruşu ve sorumluluk bilinci ile belirlenecektir. Asıl soru, yapay zekânın ne olacağı değil, insanlığın onun karşısında neye dönüşeceğidir.