Sanırım 30 yılı aşkın Antalya’da yaşayanların hemen hepsinin bildiği ve çoğunluğunun

tanıdığı bir siyasetçidir Hasan Subaşı.

Birkaç gün önce mensubu olduğu İYİ Parti’den istifa etti.

1989-1999 arası iki dönem Antalya Belediye Başkanlığı yapan Hasan Subaşı, son olarak 2018

yılında İYİ Parti’den milletvekilliği yaptı.

Subaşı’nın istifa gerekçesi çok önemli.

Bu gerekçe özellikle iktidar olmak için yola çıkan siyasi partilere ders verir nitelikte.

Şöyle diyor Subaşı:

“İktidarı ve yarattığı rejimi hedefine koyan muhalif bir partinin, iktidar nasılsa kazandı ve

güçlendi artık onunla uğraşmak yerine (diğer) muhalefetin yolunu keselim hatta onun yerine

geçelim gibi bir düşüncesi varsa bu doğru değildir çünkü halkta, iktidara yol veriyor izlenimi

yaratır, güven sarsar, seçmen kaybedilir…”

Bu gerekçede açıkça şunu dile getiriyor Subaşı:

Bir dönem önce yerel seçimde ve genel seçimde kader birliği yaptığın CHP’ye karşı

muhalefet yürütülmesi, AK Parti’nin yolunu açmak, AK Parti için yol temizliği yapmak

demektir.

Keza yine aynı gerekçede uzlaşma kültürünün ve uzlaşma girişimlerinin partilere zarar veren

girişimler olmadığını, aksine demokrasinin vazgeçilmezi olduğunu vurgulaması da sanırım

kendisine demokratım diyen herkese ve özellikle sağduyulu İYİ Partili seçmene verilen

önemli mesajdır.

Bu açıklamaları daha net anlayabilmek için Hasan Subaşı’nın düşünce ve fikir dünyasını

tanımak gerek.

Yukardaki gerekçeleri ifade ederek İYİ Parti’den istifa eden Subaşı, Adalet Partisi ve

sonrasında kurulan Doğru Yol Partisi çizgisinde merkez sağda yer alan bir siyasetçidir.

İnançlı bir Müslüman olmakla beraber yaşam tarzı olarak “seküler” bir tarza sahiptir.

Bu nedenle de devlet yönetiminde “laikliği” savunur.

Ancak en önemli yanı ise; devlet ve ülke yönetiminde “sivilleşme” yanlısıdır.

Hukukun üstünlüğünü, sivil bir anayasal düzenden yana olduğunu her fırsatta dile getirmiştir.

Geçmişte yazdığı yazılarda demokratik parlamenter sistemin Türkiye için en önemli tercih

olduğunu sıklıkla ifade etmiştir.

Terörün ve terörizmin ülkeyi kaosa sürükleyeceğini, teröre karşı devletin en etkin mücadeleyi

vermesi gerektiğini savunurken; Kürt halkının da kendini özgürce ifade edebilmesinin

önündeki engellerin kaldırılması gerektiğinin, bu meselenin parlamento çatısı altında

çözülebileceğinin altını hep çizmiştir.

Kısacası, gerçek merkez sağ siyasetin ne olduğunu ve bunu en iyi şekilde ifade edebilen

Türkiye’deki az sayıda siyasetçilerden birisidir Hasan Subaşı.

Belediye Başkanlığı yaptığı dönemlerde Antalya’ya hala “Bunlar Subaşı döneminde

yapılmıştı” dedirten eserler de bırakmıştır.

Atatürk Parkı, Cam Piramit, şu andaki Otogar hemen ilk aklıma gelenlerdir.

Öyle sanıyorum ki, Hasan Subaşı artık önemli bir Antalyalı kanaat önderi olarak kent

siyasetinde, sosyal ve ekonomik hayatta görüşlerine başvurulacak “Antalya ombudsmanı”

olarak çok ciddi katkılar sağlayacaktır