8 Mart’ta yine bir Kadınlar Günü kutlayacağız !..

 

Resmi verilere göre geride bıraktığımız 2015 yılında 284 kadın öldürüldü…

Ondan önceki yıl 257, 2013’te de 237 kadın katledildi…

İnsan Hakları Derneği’nin raporuna göre son 5 yılda çeşitli nedenlerle öldürülen kadın sayısı 1300 civarında. Tabi bunlar medyada yer alan, kayıtlara geçenler…

Ulaşılamayan ya da devletin organları tarafının elinde bulunan ve kamuoyu ile paylaşılmayanlar olduğunu da düşünürsek sayı çok daha fazla…

Ayrıca taciz ve tecavüz olayları da yine hesap dışında…

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun yayınladığı 2015 yılı kadın cinayetleri raporuna göre 2015 yılında öldürülen 284 kadının yüzde 43’ü evli, yüzde 29’u ise hem evli, hem çocukluydu. 50 kadın evliliğini, 15 kadın ilişkisini sonlandırmak isterken 130 kadın ise kendi hayatına dair bedensel, toplumsal ya da ekonomik bir başka hakkını kullanmak isterken öldürüldü. 2015’te öldürülen kadınların yüzde 24’ü 24 yaşın altındaydı.

Bu yılın ilk 2 ayında öldürülen kadın sayısı ise 46 ve bu cinayetlerden 3’ü de Antalya’da işlenmiş…

 

8 Mart’ta yine bir Kadınlar Günü kutlayacağız !..

 

Aile ve Sosyal Araştırmalar Genel Müdürlüğü tarafından yaptırılan 1994 tarihli ‘Aile İçi Şiddetin Sebepleri ve Sonuçları’ isimli araştırmaya göre, şiddet Türkiye'de aile içinde çok yaygın. Ailelerin yüzde 34'ünde fiziksel şiddete, yüzde 53'ünde ise sözlü şiddete rastlanılıyor. Araştırmaya göre çocuklara yönelik fiziksel şiddete rastlanma oranı da yüzde 46 düzeyinde.

Kadınların temel sorunlarından biri olan taciz ve tecavüz olayları ise sadece Türkiye’de değil dünya genelinde de kadınların temel sorunlarından birisi. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre ABD’deki kadınların yüzde 20 si, Avrupa’dakilerin yüzde 40 ı, az gelişmiş ülkelerdekilerin yüzde 50’sine yakını aile içi şiddete maruz kalıyor. Bu oran 2010 yılı itibarıyla ülkemizde ise yüzde 58 civarında. Son 6 yıldaki kadın cinayetleri ve kadına yönelik şiddet düşünüldüğünde bu oranın çok daha yukarılara çıktığını tahmin etmek zor değil.

 

 8 Mart’ta yine bir Kadınlar Günü kutlayacağız !..

 

Peki alınan, alındığı söylenen bunca tedbire, bilinçlendirme çalışmalarına rağmen kadına şiddetin önüne niye geçilemiyor ?

Birebir konuşmalarda şiddete karşı olduğunu beyan edenlerin dahi evine gittiğinde şiddet uygulamasını nasıl izah etmeliyiz ?

Karısını döven bir adamı belli bir süre evden uzaklaştırmanın sorunu çözmek bir yana iyice derinleştirdiğini artık herkes görüyor.  Hukuki süreçten önce işin psikolojik boyutunu ele alan çalışmalar yapılması gerekmez mi ?

 

Uzmanlar, “Ailedeki bireysel sorunlar çözülmeden yapılan herhangi bir işlem şiddeti cinayete dönüştürebiliyor” diyor ki, bunun sayısız örneğini gördük/görüyoruz…

Yani mesele sadece kanun çıkarmak, cezai yaptırımlar uygulamakla çözülecek gibi değil.

Öncelikle bu toplumun önemli bir bölümünde öteden beri var olan “Kadının başının yaşı ile gözünün yaşı eksik olmamalı”, “Kadının sırtından sopayı, karnından sıpayı eksik etmemeli” gibi hastalıklı anlayışları değiştirmek gerekiyor.

 

Kadının sadece eş, sevgili değil anne olduğu, kız kardeş olduğu, evlat olduğu gerçeğini bu zihinlere yerleştirmek gerekiyor…

Bu yapılmadığı müddetçe hangi kanun çıkarılırsı çıkarılsın, hangi ceza uygulanırsa uygulansın değişen bir şey olmayacak…

 

8 Mart’ta yine bir Kadınlar Günü kutlayacağız…

Ve sonrasında cinayetler yine kaldığı yerden devam edecek…