Güz döneminde okullar yüz yüze olmalı
Prof. Dr. Halil Demir
Kovid Salgını süresince nüfusumuzun en fazla etkilenen kesimi üniversite, lise, ortaokul ve ilkokul öğrencileri oldu. Ekonomik açıdan daha çok etkilenen sektörler ve kişiler illaki var. Ancak öğrencilerin etkilenmesi, kendi gelecekleri ve ülkemizin gelecek yıllarını etkileyecek bir durum. Bundan dolayı en fazla etkilenenler olarak değerlendiriyorum.
Salgının ülkemizde görülmeye başlaması ile birlikte herkes okulların kapatılmasını istedi, kapatıldı, acele şekilde uzaktan eğitime geçildi. Üniversitelerde yapılan uzaktan eğitim süreçlerinde kaybolan yaklaşık 2 yıldan bahsedebiliriz.
Özellikle uygulamalı bilimlerde bunu bariz şekilde görebiliyoruz. İş başı yapan gençlerimiz ise kendi sektörlerinde bu durumu bizzat yaşayacaklar. Üniversite çağına gelmiş ve bir şekilde uzaktan eğitimle mezun olanların işin bilincinde olabileceklerini düşünebiliriz. Büyük oranda eksikliklerini de giderebileceklerdir.
Lise ve alt kademelerdeki öğrencilerimiz asıl kaybeden kesimler oldular. Yaklaşık 2 yıl okuluna gitmeden mezun olanlar ile yeni başlayanların büyük eksiklikleri bulunuyor.
Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yayına sürülen EBA TV bazı eksiklikleri gidermiş gibi görünebilir. Faydasının istenilen düzeyde olduğunu, öğrencilerimizin çoğu tarafından düzgün şekilde takip edildiğini düşünmüyorum.
Okullarımızda EBA ve ZOOM uygulamaları üzerinden canlı dersler yapıldı. Öğretmenlerimiz büyük gayretler gösterdiler. EBA TV’den daha faydalı olduğunu söyleyebilirim. Bunları bizzat yaşayan bir veli olarak yazıyorum.
Kovid Salgınının hızını kesmenin yolu mevcut koşullarda aşılamadan geçiyor. Ülkemize beklenen aşı miktarı biraz geç geldi. Aşılamaya hız verildi. Eylül ayı geldiğinde inşallah salgının belini kırmış olacağız.
Dolayısıyla yeni dönemde Devletimiz okullarımızın kapatılmamasını sağlamalıdır. Bunun için ne gerekiyorsa yapılmalıdır.
Eğer aşılanmak istemeyen öğretmenlerimiz ve okul çalışanları varsa aşılanmalıdır. Üçüncü doz aşılamanın okullarımızda tamamlanması sağlanmalıdır.
Okullarımıza gelecek öğrencilerimizin ailelerinin aşılanması teşvik edilmedir. mRNA aşısı üzerindeki bazı tartışmalar, bazılarının aşıdan kaçmasına sebep olabiliyor. Bu durumda yeterli dozda inaktif aşı sağlanmalıdır.
Öğrencilerimizi taşıyan servis yetkilileri açısından da gerekli önlemler alınmalıdır. Servis şoförleri ve yardımcı personellerin sabit olması, sürekli değişkenliklerin olmaması için gerekli tedbirler alınmalıdır.
Bazı okullarımızda uzaktan eğitimle ilgili aksaklıkların yaşandığını da biliyoruz. Örneğin Milli Eğitim Bakanlığı yüz yüze eğitime başlıyoruz demesine rağmen buna uymak istemeyen, velilerini canlı derse yönlendirenler oldu.
Malum, bazıları için canlı dersler fırsat da olabiliyor. Evinden oturup bilgisayar başında dersle gerekli görevler yerine getirilmiş gibi oluyor.
Canlı derslerde ek ders olarak ilave beden eğitimi dersleri aldırıldı. Bu derslerin aldırılmasında ek ders kaygısı olduğu tahmin edilebilir.
İki gün yüz yüze eğitim verildiği hallerde üçüncü gün bilgisayar ortamında ders yapıldı. Öğrenciler okullara sabah ve öğleden sonra olarak planlandı.
Gelecek eğitim-öğretim yılında ise cumartesi günü içinde yüz yüze eğitim planlanmalıdır. Sınıflar iki gruba ayrılırsa öğrenciler üçer gün okullarına gidebileceklerdir. Okuluna giden öğrenci sadece ders değil sosyalleşme ihtiyacını da sağlayacaktır. Bu da bence öğrencilerin eğitim kalitesini olumlu etkileyecektir.
Eğer salgında dördüncü dalga ortaya çıkacak olursa, yine kısıtlamalara gidilecek olsa bile yüz yüze eğitimden vazgeçilmemelidir. İnternet üzerinden yapılan eğitimde öğrencilerimiz eksik kaldılar. Bunların telafisi okullarda sağlanabilir.
Yorumlar