İlk olarak ATSO Başkanı Davut Çetin gündeme getirdi, sonra iş dünyasından birçok kişi…

Ara eleman bulunamıyor…

Çetin, “Birazcık kurumsal bir işletme bir iş ilanı verdiğinde, asgari ücrete masa başında çalışacak üniversite mezunu yüzlerce insan başvuruyor. Oysa sanayide asgari ücretin iki katına, üç katına çalışacak eleman bulamıyoruz” dediğinde belki birçok kişi abarttığını düşünmüştü. Oysa dibine kadar gerçek.  Bu, Türkiye’nin son yıllarda giderek büyüyen en önemli sorunlarından biri. Üniversite sayısı arttıkça, eğitim seviyesi (diploma bazında) artınca aynı oranda ara eleman sıkıntısı da arttı. Çünkü gençler artık sadece masa başı iş istiyor. Masasına kurulacak, bilgisayarda sosyal medyaya takılacak, selfie’sini çekip paylaşacak ve hava atacak. Anne babası da bununla böbürlenecek…

Evet maalesef günümüzde gelinen nokta bu ve bu noktaya gelinmesinde eğitim sisteminin yanında ailelerin de sorumluluğu büyük. Herkes çocuğuna bir etiket peşine düşünce maalesef ortaya böyle bir garabet çıktı. Herkes çocuğu doktor, avukat, mühendis olsun istiyor. Daha ilkokuldan başlıyor kariyer planlamaları. Çocuklar yarış atı gibi kademe kademe hazırlanıyor, bilinçaltlarına ailelerinin yerleştirdiği kodlarla robot gibi yetiştiriliyor. Üniversite çok, gençlerin önemli bir bölümü istemeyerek de olsa bir yerleri kazanıyor. 4-5 yıllık bir koşuşturma, emek, çaba, masraf ve ardından mezun olup işsizler ordusuna katılıyor. Cebinde üniversite diplomasıyla.

İş? İş yok değil var aslında ama onların istediği, onların (veya ailelerinin) hayal ettiği iş aslanın artık ağzında da değil midesinin en derin yerinde…

Birazcık kurumsal bir firma iş ilanı verdiğinde asgari ücretle de olsa masa başında çalışmak için üniversite mezunu yüzlerce insan müracaat ederken asgari ücretin birkaç katına sanayide çalışacak ara eleman ilanına kimse başvurmuyor. Yani Davut Çetin’in veya iş dünyasının ‘Ara eleman bulamıyoruz’ haykırışları boşuna değil. Dün telefonda sohbet ettiğim Büyükşehir ve Muratpaşa belediyesinin eski meclis üyesi, tanınmış siyasetçi Dr. Reşat Oktay da benzer şekilde yakındı. Bilenler bilir. Oktay’ın Organize Sanayi’de bir kereste fabrikası var ve dediğine göre ciddi bir eleman sıkıntısı yaşıyor. En az 10 elemana ihtiyacı olduğunu, ilan verdiğini ancak günlerdir bulamadığını anlatırken, “Asgari ücretin oldukça üzerinde ücret veriyoruz. Sigortası, yemeği, servisini veriyoruz ama çalıştıracak adam bulamıyoruz” diye yakınıyor.

Bir yanda giderek büyüyen bir işsiz ordusu, diğer tarafta eleman bulamayan onlarca sektör…

 

Türkiye’nin hemen her kentinde olduğu gibi Antalya’da da Suriyeli göçmen var. Her ne kadar kağıt üzerinde yaklaşık 400-500 kişi gibi gözükse de 35-40 bin civarında Suriyeli olduğu tahmin ediliyor. 2017 yılı sonlarında Kepez Belediye Başkanı Hakan Tütüncü, sadece Kepez’de 25 bin civarında Suriyeli’nin yaşadığını söylemişti. Varın gerisini siz düşünün. Deneyimli siyasetçi Dr. Reşat Oktay’ın bu konuda bir önerisi var.

Diyor ki, madem bu insanlar yasağa rağmen bir şekilde Antalya’ya geliyor ve burada yaşıyorlar, öyleyse onlardan istifade edelim. Çalışmalarına izin verelim. Hem iş dünyası ara eleman açığını gidermiş olur, hem de yasadışı bulundukları için patlamaya hazır dinamit gibi orta yerde dolaşan bu insanları çalışma hayatına çekerek disipline etmiş olalım.

Aslında hiç de fena bir öneri değil. Hem kimbilir belki bizdeki ‘iş beğenmeyen diplomalı işsizlere’ de bir mesaj olur…

Ne dersiniz?