Antalya’da bazı mahalleler Temmuz ayında yabancı ikametine kapatılmıştı. Hangi mahalleler olduğunu hemen hatırlatalım. Konyaaltı ilçesinde; Hurma, Sarısu ve Liman mahalleleri, Muratpaşa’da Topçular Mahallesi, Döşemealtı’nda ise AOSB2 ve AEOSB3 Kısım mahallelerinde yabancı uyruklular ikamet edemeyecekler.

Alınan karar duyurulduktan sonra “Üniversite öğrencilerini ve memurları düşünmeyecek miyiz?” başlıklı yazımda bu kararın özellikle memur ve üniversite öğrencilerini etkileyecek mahallelerin de ilave edilmesi gerektiğini vurgulamıştım.

Aradan geçen 3 aylık süreç tahminlerimi perçinledi de perçinledi. Sorun elbette sadece yukarıda adı geçen mahallelerin yabancılara kapatılması değil. Kovid sürecinde yaşanan kapanmalar, Rusya-Ukrayna savaşı, küresel güçlerin kendi hegomanyalarını ortaya koyma çabaları vesaire, bir sürü sorunu sıralayabiliriz.

Özellikle Rusya-Ukrayna savaşından kaçan Ukraynalılar, Ukrayna’da yaşayan Rusların ilk gelme adresleri Antalya oldu. Rusya’nın seferberlik kararından sonra gelen Rusyalılar konuyu başka bir boyuta taşıdı. Bu arada Antalya’da sadece Ruslar ve Ukraynalılar yok. Kazakistan’dan gelenler de var, Suriye’den gelenler de. Afrika ülkelerinden kurtulmak isteyenlerin yolu da Antalya’ya düşüyor.

Yabancı uyrukluların Antalya’dan mal, mülk edinmeleri, kiracı olarak yaşamaları ciddi bir para akışı sağlıyor. Bu para akışı ekonomik sıkıntılar yaşanırken ülkemize katkı sağlıyor. Bunu yadsıyamayız. Ülkemiz için önemli olduğunu da biliyoruz.

Ancak bu haliyle yabancı ikametinin başka sorunlarını da görmezden gelmeyelim artık. Antalya’da yaşayanlar bu işten büyük sıkıntı çekmeye başladı.

Üniversite öğrencileri kalacak ev bulmada sorun yaşıyorlar. 2+0 diye ifade edilen dairelerde tek odanın maliyeti en ucuz 3500 TL’ye kiralanıyor. Kredi ve Yurtlar Kurumu bazı yurt binalarında odalardaki yatak sayısını artırarak önlem almaya çalıştılar. Belediyelerimiz kendilerine göre öğrencilerimizin barınmaları için katkı koymaya çalıştılar.

Konunun bir başka boyutu da memurlar için. Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Antalya Devlet Hastanesi, Defterdarlık, Tarım İl Müdürlüğü, SGK İl Müdürlüğü, Sağlık İl Müdürlüğü, Jandarma Alay Komutanlığı, Akdeniz Üniversitesi, Emniyet Müdürlüğü, Karayolları 13. Bölge Müdürlüğü ve ismini uzamaması için yazamadığım kamu kurumlarının bulunduğu bölgeleri yabancı ikamete açmanın sonucunu hiç değerlendirdik mi?

Öğrencilerin yoğun olarak barındığı Meltem, Kültür, Ahatlı, Gülveren mahalleleri gibi yerlerde 8-10 bin TL’nin altında daire yok. Bu fiyat da 1+1, 2+0 daireler için istenen para. Daire büyüklüğü arttıkça fiyatlar da yükseliyor.

Denize daha yakın sayılan Gürsu ve Toros mahallerini söylemeye gerek var mı? 15 bin TL’ye yeni kiralanacak yer bulamazsınız. Uncalı Mahallesi farklı mı? O da aynı….

Yani mahalle mahalle yazmanın da bir gereği yok. Konuyu bir de örneklendirelim. Bir öğretim üyesi arkadaşımızın kirasını yenileme zamanı bu aydı. Kira bedeli 5 bin liradan 14 bin liraya çıkarıldı. Alınan maaş 20 bin TL olsa ne olur, olmasa ne olur? Yol masrafı, çocuklar, yeme içme, faturalar. Geriye kalacak olanı düşünelim…

Bu bölgelerde tek maaş ile hangi memur ev kiralayabilir? Hangi öğretmen rahatça öğrencilerini düşünebilir? Karı-koca öğretmen, iki maaş olsa ne olur? Antalya’ya tayini çıkan bir polis memuru gelmek ister mi?

Antalya’nın her yeri yabancı ikametine açılırken bunları düşünüp yetkilileri bilgilendirmesi gerekenler sahi hiç düşünmediler mi?

Sahi merak ediyorum, Antalya milletvekillerimiz bu konu hakkında düşündüler mi? Düşünelim bakalım, Araştırma Hastanesi’nde çalışan bir memur nasıl ev kiralayacak ya da bu kira artışı karşısına nasıl dayanacak? Maaşına göre evi nerede bulabilir? Sanırım 100 km uzaklıktan gelip gitmeleri gerekecek gibi. Yol parası ne olacak? Zaman kaybı? Çoluk, çocuk, sosyal yaşam?

Adı geçen kamu kurumlarından birisinde çalışan asgari ücretli birisi nasıl yaşayacak?

Ev sahiplerine %25 kira artışı yapmaya zorlamak, bu hükmün uygulanamayacağını görmemektir. Bunu kabullenenler de bin bir takla, mobbing gibi davranışlarla kiracıyı çıkarmaya çalışıyorlar. Devletimiz %80 enflasyon açıklıyor, kira artışı %25 olacak. Uygulamada bunun bir mantığı yok. Beş yılın üzerinde aynı evde oturan ve tıkır tıkır parasını ödeyen bir memuru tahliye etme, kendim taşınacağım, oğlum kalacak, kızımı evlendireceğim gibi yalan dolan ile kiracı çıkarılıyor.

Bunun önlemi nedir? Yok… İspatı benim. Benim ev sahibim de aynı numaraları yaptı. %100’ün üzerinde kira artışını kabul bile etmedi.

Konunun üzerinde düşünülmesi halinde illaki çözümler bulunacaktır, var da. Sosyal medyadan paylaşılacak güzel güzel resimli mesajların ne anlama geldiğini söyleyeyim. Hiç…