Tarım ülkemiz için çok önemli bir sektördür. Hem gıda ihtiyacını karşılarız, hem de önemli bir istihdam kaynağıdır.

Sadece üretimde yer alan insanlarımıza değil Türkiye ekonomisine de çok önemli katkıları bulunmaktadır.

Tarımın önemi sadece ekonomi ve istihdam ile de açıklanamaz.

Gıda ihtiyacına binaen stratejik bir sektördür. Tarımın içerisindeki faaliyet kollarının bile kendilerine göre öncelikli stratejik önemleri vardır.

Son yıllarda yaşanması muhtemel gıda kriziyle birlikte herkes tarım alanları üzerinde daha duyarlı görünmeye çalışıyor. Görünmeye diyorum, öyle gözlemleyip hissediyorum.

Gayet içten, samimi şekilde tarım sektörü üzerine düşünen ve buna göre çaba içerisinde olanlara saygım sonsuz.

Ancak bazı kesimlerin tarım üzerine kullandıkları ifadeler birazcık göz doldurmaya yönelik, desem abartmış olmam.

Sektör üzerine bu kadar duyarlıyız da yıllardır devam eden bazı sorunlar neden hala çözülemiyor? Neden hala görülmüyor?

Kırcami konusu gözümüzün önünde. Bu bölgede tarım yapılmadığını söylemiyorum. Daha önceki yazılarımda bunları da açıkça ifade ettim.

Bu bölgede kroniklemiş sorun(lar) olduğunu biliyoruz. Çözüme kavuşturmaya çalışanlar ise geçtiğimiz günlerde ağır eleştirildi. Buradaki keşmekeşin çözülmesi gerekiyor.

Bu bölge neden bu halde diye gerçekçi paylaşımlar yerine, sürekli mahkeme kapıları aşındırılıyor. Bunun için de uzakları göremeyen bazı STK’lar devreye giriyor.

İki hafta önceki yazımda bu bölgenin ne durumda olduğunu yazdım.

Peki, kaybettiğimiz tarım alanları sadece Kırcami Bölgesinde mi?

Kıymetli tarım alanlarına duyarlı dostlar, biraz şehir merkezinden uzaklara doğru gidelim.

Yeşili korumak isteyenler…

Yeşili dondurmak isteyenler…

Tarım alanlarını kaybetmeyelim diyenler…

Altıntaş hakkında bir şeyler söyleyecek misiniz? Hem de Kırcami Bölgesinde zemin daha sağlam, Altıntaş’ta zemin daha riskli açıklamasından sonra…

Altınova Mahallesi…

Manavgat, Alanya, Aksu…

Muz seraları mango serası olmaya hazırlanıyormuş, gerçekten olabilir mi?

Antalya’nın batı ilçelerine doğru gidelim. Kemer, Kumluca, Finike, Demre…

Kumluca’da portakal bahçelerini kaybetmiyor muyuz? Hem de çok daha iyi yeşil alan oluşturuyor.

Ülkemizde 1322 000 ton portakal üretimi var. Bunun 234 bin tonu Kumluca ve Finike’den sağlanıyor.

Peki, Kumluca ve Finike’de portakal bahçeleri ne durumda? Artıyor mu, azalıyor mu? Tarımsal planlama açısından bakmayalım. O konuda zaten sorunlar var.

Tarım arazilerine Kırcami üzerinde hassas davrananların sesini duymak istiyoruz.

Kumluca’da Kasapçayırı Mahallesinde yapılmak istenen bir imar planından bahsediliyor. Bu plan ne durumda, kimler istiyor, kimler istemiyor, ne kadar bahçenin yok olma durumu var, bu konuya da eğilmelerini bekleriz.

Gerçekten böyle bir planlama var ise engel olsunlar, yok ise de yok olduğunu söylesinler. Yeşili dondursunlar.

Konu tarım arazilerine duyarlılıksa, bunu her yerde göstermeliyiz.