Son gelişmelerden sonra artık sanıyorum Antalya’da yaşayanların ekseriyeti Kırcami meselesi hakkında bilgi sahibi olmuştur. Malum, 7 mahalleden oluşan Kırcami bölgesi, Antalya’nın yaklaşık 40 yıldır kanayan bir yarası. İlk planın 1980 yılında yapıldığı Kırcami’de bugüne kadar defalarca nazım imar planları yapılmış ancak kimi sivil toplum örgütlerince açılan davalar sonucu her seferinde bu planlar iptal edilmişti. Burayla ilgili planlama yapılmasında en önemli engel ‘tarım alanı’ olarak görülmesiydi. 25 binlik Nazım İmar Planı Revizyonu 29 Ağustos 2013'te Büyükşehir Meclisi’nde onaylanmış, İçişleri Bakanlığından 8 Ekim 2013'te 'Kamu Yararı Kararı' alınmış, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı da 26 Kasım 2013'te planlama alanının tarım dışı amaçla kullanılmasını uygun bulmuştu ki, bu süreci hızlandıran o dönem milletvekili olan bugünkü Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel olmuştu. Askı süresinde gelen itirazların reddedilmesi sonrası 25 bin ve 5 bin ölçekli imar planları 13 Ocak 2014'te Büyükşehir Meclisi'nde onaylanmıştı. Binlik uygulama planı ise 5 Kasım 2014'te Muratpaşa Meclisi’nde, 12 Aralık 2014'te de Büyükşehir Meclisi’nde onaylanmıştı. Bu, kanayan yaranın iyileşmesine yönelik atılmış en somut adımdı. Nitekim Muratpaşa Belediyesi parselasyon işlemini tamamladı ve artık tapular hazırlanmaya başlanıyordu ki, yine bir yargı kararı ortaya çıktı ve yıllardır verilen emekleri, iki belediyenin olağanüstü çabasını bir anda yerle yeksan ediverdi…

Yargı kararlarına boynumuz kıldan ince. Sonuçta bir hukuk devletinde yaşıyoruz. Ancak bu kararın çıkmasına vesile olan Şehir Plancılar Odası Antalya Şubesi’ne bir çift sözümüz olacak. Önceki gün, Antalya’nın tek yerel televizyonu Kanal V, sorunun merkezinde, yani Kırcami’de canlı yayın yaptı. Biz de ‘Siyaset ve Kulis’ ekibi olarak bu programın çağrılılarındandık. Meselenin tüm tarafları, Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal ve teknik bürokratları, Büyükşehir’in yine teknik ekibi, mahalle muhtarları, dernek başkanları vs herkes oradaydı. Sadece bölgenin imar planlarının iptali için dava açan Şehir Plancıları Odası yetkilileri yoktu. Programın moderatörü Ali Buldu’nun söylediğine göre, davet edilmişler ancak katılmayı uygun bulmamışlar. Gelselerdi orada soracaktım. Gelmediler buradan soruyorum;

Ey oda yetkilileri, ‘aykırı’ unsurlar bulduğunuz gerekçesiyle dava konusu ettiğiniz Kırcami’yi çıplak gözle hiç gördünüz mü? Orada yaşayan insanlarla hiç hasbihal ettiniz mi?

Sözde ‘çevresel’ endişelerinizi yerinde tetkik etmeyi düşündünüz mü? Tarım bölgesi dediğiniz Kırcami’de sadece marul, maydanoz, soğan gibi yeşilliklerin yetiştirilebildiğini, hatta artık onların dahi yetiştirilemediğini çünkü toprağın hastalıklı olduğunu, zirai ilaç kullanmadan bu sebzelerin yetiştirilemediğini, kullanıldığında ise tarım ilçe müdürlüğü tarafından üreticilere yüksek miktarlarda para cezası kesildiğini biliyor musunuz? Hiç sanmıyorum. Çünkü eğer bunları biliyor olsaydınız dava filan açmaz, bu yıllardır kanayan yaraya bir avuç tuz alıp basmazdınız. Biliyor olsaydınız Antalya gibi bir turizm kentinin hem de tam göbeğinde bir ‘köy’ yaratılmasına çanak tutmazdınız…

Evet sevgili okurlar, durum tam da böyle. Kırcami denince birilerinin aklına rant geliyor olabilir. Ancak meseleyi sadece ranta bağlamak hiç doğru değil. Orada yaşayan daha doğrusu yaşamaya çalışan binlerce insan var. Bu insanlar medeniyetin tam göbeğinde ama medeniyetten fersah fersah uzak yaşamak zorunda bırakılmış. Gidin görün ve kendinizi onların yerine koyun. Bu bölgedeki her şey, evler, iş yerleri kaçak. Niye? Çünkü alanın imar planı yok. Şehirde yaşayan hepimizin aldığı hizmetlerin hiçbirini onlar resmi olarak alamıyor. Yukarıda bahsettiğim gibi küçük tarımsal faaliyetlerle ayakta durmaya çalışıyorlar, ona da ‘ilaç’ kalıntısı nedeniyle izin verilmiyor. Arazilerini konuta çevirmek, çoluk çocuklarına hiç olmazsa birer ev bırakmak istiyorlar, yıllardır sürüncemede olan nazım imar planının önüne her defasında bir STK engel çıkarıyor.

Peki bu insanlar ne yapsınlar? Soruyorum sizlere. Bu çıkmazdan nasıl kurtulsunlar. Kırcamililer isyan ediyor. Söz konusu programda bu isyanları Kanal V izleyenleri de görmüştür muhakkak. Büyükşehir ve Muratpaşa belediyeleri örnek bir dayanışma ile meseleyi siyaset üstü ele alarak bu kangreni tedavi etmeye çalışıyorlar. Her şey bitmiş, davul zurnalı kutlamalar yapılmışken işgüzar bir STK’nın engeliyle karşılaşılması Kırcami halkının ayranını iyice kabartmış ki son derece de haklılar. Asıl işlevi halkın hakkını korumak, gözetmek olan bir STK’nın halkın yoğun isteğine rağmen çözüm yollarını tıkama gayretini inanın hiç anlamıyorum/anlamayacağım da…

Sonuç olarak; Bu sorun er ya da geç çözülecek. Kırcami’nin planlanması noktasında gecesini gündüzüne katan Büyükşehir ve Muratpaşa belediyeleri aynı dayanışma ve kararlılığı yargı sürecinde de devam ettirecek. Şu an iptal kararı üst mahkemede. Çıkacak sonuca göre bu iki belediye yeni bir yol haritası belirleyecek ve yola devam edilecek. Kırcami eninde sonunda hak ettiği planlara kavuşacak bundan kuşkum yok.