14 ve 15 Temmuz tarihlerinde, ?Adını Savcılar koysun? başlıklarıyla Muratpaşa Belediyesi bünyesindeki Bahçelievler ile Meltem Mahalleri?ndeki halk pazarı konularını ele almıştım.
Gazeteci kimliğinin yanı sıra, Muratpaşa Belediye Meclis Üyesi kimliğinden yola çıktığım üstad İbrahim Akkaya?nın verdiği bilgiler doğrultusunda, ?Yapılması gerekip de, yapılmayan? olayına dikkat çekmiş.,
Bu gelişmelerin adını da savcıların koymasını öne sürmüştük.
Sürdüğümüzle mi kaldık ne?
?Bahçelievler Mahallesi?nde bulunan eski Halk Pazarı?nda gergin günler yaşanıyor? diye yazıya girilip, ?Söz konusu mekanda bazı sivil toplum kuruluşlarının ofisleri bulunuyor. Belediye, binası bulunmayan bazı sivil toplum örgütlerine eski pazar yerindeki üniteleri gönüllülük esasına göre, ancak talep edildiğinde de hızlı bir şekilde boşaltılması şartıyla yer tahsisinde bulunmuştu? diye de devam edilmiş.,
Yazının akabindeki, ?Bu tahsislerin resmi bir yönü yok. Hiçbir sivil toplum kuruluşu ile de imzalanmış bir protokol veya benzeri bir evrak ta bulunmuyor? hitabından yola çıkarak, ?Bir Meclis Üyesi?nin kendi belediyesini resmen ihbar etmesi gibi bir şey? diye olaya yaklaşım göstermiştik.
Gösterdiğimizle mi kaldık ne?
Sanırım öyle.
Zira, Kasırga-1 ve Kasırga-2 operasyonları sonrası, 11 yıldır en fazla basın bülteni aldığımız, en fazla icraatını kamuoyuna duyurma geyretinde olduğunu iyi bildiğimiz Muratpaşa Belediyesi?nden çıt dahi çıkmıyor.
Küçücük bir yalanlama veya, ?Eksik bilgi almışsınız? gibi uyarıcı, kamuoyunu aydınlatıcı her hangi bir telkinle dahi karşılaşmadık.
Şaşmamak mümkün değil.
İki gün boyunca özellikle bekledik, ama ne bir ek ilave, ne bilgi eksikliği giderilmesi, nede gelişmelerin hangi boyutta olduğuyla ile ilgili, fikir beyan edenler oldu.
Bu durumda bizim, ?Adını Savcılar koysun? çağrımız güme mi gidecek?
O zaman benim son görevim, ?Savcılar lütfen göreve? çağrısını yapmak olsa gerek.
** **
Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın son meclis toplantısında, minibüs-otobüs birleşmesinde minibüslerin otobüse dönüşümünün iptal edildiğine, trafiğe çıkmasının yasaklandığına dair mahkeme kararını uygulamadığı iddiasıyla ?avukatlar? tarafından tehdit edildiğini öne sürmüştü.
Bu gelişme için de 2 gün bekledik. Acaba tehdit olayını yalanlayan olur mu diye. Ama olmadı.
Kimin ne haddine?
Hele, hele hukukçular bu tehdit olayının içerisinde öyle mi?
Lütfen bu konuda da savcıları göreve davet ediyoruz.
Ortada bir tehdit olayı var. Tehdit edilen Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı, tehdit eden de Akaydın?ın dediğine göre Avukat veya Avukatlar.
Bu iki hatta üç gelişmelerden yola çıkılacak olunursa, en kısa süreçte o gelişmelere bir isim konmalı.
Burası muz Cumhuriyeti değil.
** **
Küçük bir ayrıntıya daha dikkat çekmek istiyorum.
DYP İl Başkanı Yiğit Zeki Öztürk, Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın?a Antalya esnafının, turizmcisinin bir numaralı düşmanı olan her şey dahil sistemine bir son vermesini gerektiğini hatırlatarak, ?Hoca ne yapacaksa görelim artık? demiş.
İyi yapmış.
Gerçi Akaydın?ın seçim vaatlerinin içerisinde ?Turisti şehir merkezine çekeceğiz? kandırmacaları da var ancak, Antalya?da Büyükşehir Belediye Başkanlığı yapanlar, nedense birileri tarafından Türk Turizmi?nin tepe noktasına ve sorunlarının tam ortasına getiriliyor. Ve turizmde hiç kimsenin çözmeyi başaramadığı o sistemin çözülmesi adına Yiğit Zeki Öztürk Akaydın?a çağrıda bulunuyor.
Elde başka malzeme mi kalmadı ne?