Organ bağışı; kişinin hayatta iken, serbest iradesi ile tıbben yaşamı sona erdikten sonra doku ve organlarının başka hastaların tedavisi için kullanılmasına izin vermesi ile gerçekleşir.
Vücutta görevini yerine getiremeyen bir organın yerine canlı veya kadavradan alınan yeni, sağlam bir organın cerrahi yöntemlerle nakledilmesi ise organ nakli işlemidir. Her yıl 3-9 Kasım arası ‘Organ Bağışı Haftası’ olarak ülkemizde anılmaktadır. Dünyada ilk kez 1950'de böbrek nakli ile, 1975'te ise ülkemizde Prof. Dr. Mehmet Haberal ve ekibinin canlı donörü ile yine böbrek nakli yapması ile organ nakline başlanmıştır. Sağlıklı her organ bağışlanabilir. Ülkemizde; kalp, karaciğer, akciğer, böbrek, pankreas gibi organlar, kalp kapağı, gözün şeffaf kornea tabakası, kas ve kemik iliği dokuları başarı ile nakledilmektedir.
18 yaşını doldurmuş ve akıl sağlığı yerinde olan herkes, organlarının bir kısmını ya da tamamını bağışlama hakkına sahiptir. 18 yaşından küçük bireylerin vefatı durumunda ise organlarının bağışlanabilmesi için ailelerinin onayı gerekmektedir.
Organ bağışının önemini ailecek, özellikle organ nakli prosedürünü yaşayarak öğrendik. Heyecanlı, tarifi kelimelere sığamayacak kadar duygu dolu bir şey bir hayata dokunabilmek, bir yaşama katkı sağlayabilmek ve görecek günlere ön ayak olmak. Bundan güzel bir şey var mı? 2021 yılında telefonla kayınbiraderim Kasım Çiçek'in daha önce protein atan böbreğinin artık işlevsiz olduğunu ve nakil gerektiğini öğrendik. Kendisi bitkin ve halsizdi. Parlayan o iri, koca badem gözleri içine çekilmişti. Sanki göz feri kaybolmuştu, yüzünün rengi solmuştu. Hayat dolu, insana huzur veren gülümsemesinin yerini derin bir düşünce bürümüştü. O gece bütün kardeşler toplandı. Aynı kan grubundan olan 4 kardeş nakil için hazır olduklarını söylediler. Ardından telefon trafiği başladı: Kuzenler, yeğenler, 1. dereceden akrabalar, herkes adeta seferber olmuştu. Bunca kısa sürede insanlar nasıl haberdar olmuşlardı? O aşamada tüm aile organ vermeye hazırdı. Sabah Medikal Park Hastanesi'nde Prof. Dr. Alper Demirbaş ve ekibiyle tedaviye başlanacaktı. Hastaneye vardığımızda, diğer kayınbiraderim Fırat Çiçek'in bizden önce tetkiklerine başlanmıştı. Ardından eşim Şifa tetkiklere girdi, sonra diğer kayınbiraderim Bahattin Abi ve görümcem Serpil. Diğer kardeşleri de kapıda bekliyorlardı. Verilen testlerde eşim Şifa'nın dokularının uyumlu olduğu belirlendi. Bir gün sonra nakil yapılacaktı. Beş kişilik bir ekip, hastane kurul odasında bazı sorular sordu bana eşi olarak. İmza verildikten sonra sabah operasyonun yapılacağını belirttiler. O gece sabah olmak bilmiyordu. Hastaneye vardığımızda doktor bize bilgilendirmede bulundu. Nakilden sonra alıcıyı yoğun bakıma, vericiyi servise götürecekleri söylendi. Kimimiz yoğun bakım kapısında, kimimiz servis kapısında, hastanenin önü ana baba günü... Birçok gazeteci arkadaşımız, belediye başkanlarımız, meclis üyeleri, o dönemki Gazeteciler Cemiyeti Başkanımız Mevlüt Yeni, kısacası herkes oradaydı. İş insanları, akrabalar... Meğer bizler ne güzel insan biriktirmişiz bu hayatta. Dostlarımız organ bağışının bilincindeydi. Evet, bir hayat kurtuluyordu. Umut ışığı sönmeyecekti. 6 saat süren operasyondan sonra nihayet kapı açıldı. Önce Kasım Çiçek geldi. Verici daha gelmemişti. "Hani alıcı yoğun bakıma gidecekti" diye sorduğumuzda hocamız: "Verici o kadar gönüllü vermiş ki böbrek küsmemiş. Nakilden hemen sonra tedaviye cevap vermiş." diye dile getirdi. Hayatın bu kadar mucizelerle dolu olduğuna tanık olduk. Artık diyalize gerek kalmadan abisinin böbreğiyle yaşama devam edecekti. Şu anda hem alıcının hem vericinin sağlık durumları gayet iyi. Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu: "Yılda 5 bin nakil, 149 nakil merkeziyle dünyaya örnek oluyoruz. Mehmet Haberal Hocamın başlattığı bu yolla sadece Türkiye'ye değil, diğer ülkelere de nakil konusunda tecrübelerini aktaran, gerektiğinde oraya gidip nakilleri gerçekleştiren ve öğreten bir insan gücüne ve altyapıya sahibiz." değerlendirmesinde bulundu.
Organ bağışı mevzuatında yapılan değişiklikle bağış işlemlerinin dijital ortama taşındığını, bugün dijital ortamda da organ bağışında bulunulduğunu anlatan ve Türkiye'de nakillerin büyük bölümünün canlıdan yapıldığına dikkati çeken Memişoğlu, ülke genelinde, 32 bin 500 kişinin organ beklediğini, her gün 3 kişinin organ beklerken hayatını kaybettiğini söyledi. Organ bağışı hayat kurtarır. Bir cana umut olmanın önemini iyice kavrarsak, en büyük hediye olan yaşama destek olabilirsek ne mutlu hepimize!