Muhittin Böcek ve Ümit Uysal’ın dışında partili mahfillerde bir isim daha dillendiriliyor.
“Mehmet Hacıarifoğlu…”
Bu isim kamuoyu tarafından, Başkan Muhittin Böcek’in hastalığı sırasında Büyükşehir Belediye Başkanlığına 4,5 ay süreyle yaptığı vekalet sırasında tanındı.
“Vekalet döneminde Genel Sekreter Cansel Çevikol’un Encümen Başkanlığı yetkilerini alması, Kılıçdaroğlu’nun istemesine rağmen Başkan Böcek tarafından kabul edilmeyen Hüseyin Karakuş’u Genel Sekreter Yardımcısı olarak göreve başlatması, Mali İşlerde iğneden ipliğe kadar bir denetim başlatması gibi oldukça radikal kararlar alıp bunları da uygulaması başta Genel Başkan Kılıçdaroğlu ve Başkan Böcek’e tavırlı olan CHP seçmeninde sempati yarattı.”
İş adamı olup bir dönem ANSİAD’da başkanlık da yapan Hacıarifoğlu'nun aslen merkez sağ siyasetten gelmesine rağmen kırk yıllık CHP’li gibi davranması parti içinde yadırganmamasını sağladı.
İki dönemdir Belediye Meclis üyeliği yapan Hacıarifoğlu ile Başkan Böcek’in arası vekaleti dönemindeki uygulamaları nedeniyle gerildi ve İmar Komisyonu Başkanlığından çekildi.
İlçelerdeki parti örgütlerine yaptığı ziyaretlerde Büyükşehir Beleidye Başkanlığı için aday adayı olduğunu ifade etti.
Antalya yerel seçimlerde önce isim sonra parti tercihi gelmiştir hep.
Ve Antalya hala “merkez sağ” seçmenin potansiyel olarak güçlü olduğu illerdendir.
AK Parti ve İYİ Parti'de konuşlanan merkez sağın oy potansiyeli en az yüzde 15-20 arasındadır.
Keza ağırlıklı olarak yörüklerde kendine yer bulan ülkücü ve milliyetçilerin oy potansiyeli de en az merkez sağ kadar etkilidir.
Merkez sağ ve ülkücülerin dışında Yeşil Sol Parti ile TİP’in oy toplamı da yüzde 10 civarındadır.
Eğer CHP yeniden bir siyasi ittifak kuramaz ise Antalya’da yukarda belirttiğim çevrelerin oyunu almak zorunda.
Yani CHP’nin Büyükşehir adayı kendi partisi içinde güçlü bir desteğe sahip olacağı gibi, merkez sağ dinamiklerinin, ülkücülerin ve sol ittifakın oyunu alabilecek yetenekte ve yeterlilikte olmak zorunda.
2019 seçimlerinde Başkan Böcek bu sıraladığım çevrelerin oylarını almayı başarmış ve yüzde 50'yi aşan oy oranı ile seçilmişti.
Şimdi bu oyları alabilecek bir kent ittifakını sağlayabilecek mi?
Yoksa bu kent ittifakı bir başka adayla mı sağlanacak?
Bunu henüz bilmiyoruz…
Ama bir şeyi hemen herkes iyi biliyor…
Genel Başkan Kılıçdaroğlu, yaşanılan seçim yenilgisinin üstüne yeni bir yenilgi yaşamayı göze alamaz.
Bir yenilgi daha yaşanırsa inanın Kılıçdaroğlu evinden çıkamaz, çıksa da fiziki saldırıya uğrayabilir…
Bu nedenle en azından elindeki 11 büyükşehri kaybetmemeye çalışacaktır ve bu nedenle ince eleyip sık dokuyacak, “kazanma şansı en yüksek adayla” seçimlere girecektir.
Sanırım Kılıçdaroğlu bu süreci, il kongreleri ile Kurultay arasındaki zaman diliminde gerçekleştirecektir.
Yani Kurultay sonunda herkes sahada olacaktır…