Antalya gerçekten sahipsiz.
Başıboş halde, selde sürüklenen kütük gibi sağa sola çarpa çarpa gidiyor..
Kentin geleceği ile ilgili tek bir öngörü ne yazık ki yoktur…
Bırakın 5 yıl, 10 yıl ilerisinde ne olacağını, 2026 yılında bile bizleri nelerin beklediğini maalesef bilmiyoruz…
Kısacası hiçbir projeksiyona sahip değiliz…
Kentin nüfusu 10 yıl sonra ne olacak?
Bu nüfus yapısına göre imarlı alan gelişmesi nereye doğru ve nasıl olacak?
Altyapısı nasıl oluşturulacak?
Artan nüfus nasıl istihdam edilecek?
Bu anlamda gerek turizmde, gerek sanayide ve tarımda hangi yatırımlar yapılacak?
Turizm gelirlerinin artırılması için hangi önlemler alınacak?
Tarım ve hayvancılıkta hangi noktadayız ve 10 yıl sonra tarımsal ve hayvansal üretim hangi boyutta olacak?
Su kaynaklarımız şu anda bile alarm verirken 10 yıl sonrası için hangi projelerimiz var ve bu projelerde ne durumdayız?
Ve en önemlisi;
“Turizm gelirleri dışında hangi önlemlerle ve hangi alanlarda yapılacak yatırımlarla kentin gelirini artırabiliriz?”
Yaklaşık 50 milyar dolar olan dış borcumuzun yaklaşık 20 milyar dolarını başta turizm olmak üzere tarım ve sanayi ihracat geliri ile karşılayan Antalya’da kişi başına düşen mill gelir (TUİK rakamlarına göre) 15 bin dolar civarında…
Bu kadar pay ile ne istihdam yaratılabilir, ne yatırım yapılabilir ne de Antalya’nın geleceği ile ilgili projeksiyonlar oluşturulabilir…
Bunun için Antalya’nın gelirlerinin yine Antalya’da kalması gerekir.
Özellikle üç konu bu anlamda çok önemlidir.
“Birincisi,” Antalya’da başta turizm olmak üzere yatırımı olan şirketlerin kurumsal vergilerinin Antalya’da yatırılması ve bu sayede belediyelerin bu vergiden alacakları paylar sayesinde gelirlerinin artırılması gerekir.
Böylece gerekli olan altyapı yatırımları sayesinde hem trafik sorununun, hem arıtma ve içme suyu sorunun çözümüne katkısı artırılabilir…
İkincisi, Antalya’ya gelen turistlerden alınan bir çeşit “ayakbastı parasının” bir kısmı Turizm Bakanlığına aktarılırken bir kısımının da belediyelere bırakılması gereklidir.
Turizm için her türlü alt yapı yatırımını yapan belediyelerin bu payı almaları verilen hizmeti artıracak, bütçeye ciddi katkıları olacaktır…
Bir diğer önemli nokta ise; özellikle hem kış turizmini gelişitirmesi bakımından, hem de Antalya’dan yapılacak ihracatı geliştirmesi açısından “fuarcılık” sistemi ciddi olarak yeniden ele alınmalı, (ANFAŞ artık bunu yapabilecek kabiliyetini yitirmiştir) Antalya yeniden ve daha organize, daha kurumsal yepyeni bir alanda uluslar arası ölçeklerde büyüklüğü olan bir fuar alanına kavuşturulmalıdır.
Bakın, 3 günlük uluslar arası bir fuarın ihracatlar dahil yarattığı ekonomik değer en az 200 milyon dolardır.
Yılda 4 tane böyle fuar düzenlenmesi sonucunda Antalya’nın kazancı 1 milyar dolar olur.
Bu rakam Antalya’da bir yılda yapılan tüm sanayi ürünleri ihracatından daha fazladır.