Cumhur İttifakı’nın tüm ilçe belediye başkanlarını açıklamasıyla birlikte siyasi partilerde ve siyaset kulislerinde hummalı bir çalışma başladı. Artık elde kalem kağıt, herkes kim nerede ne kadar oy alır, hangi ilçeyi hangi ittifakın adayı kazanır hesapları yapıyor.

Tabi bu seçimi öncekilerden ayıran önemli bir faktör var ki, o da ittifaklar. İlk kez bir yerel seçime ittifakla gidiyoruz Haliyle net bir tahminde bulunmak bir hayli zor. Ayrıca İYİ Parti gibi yeni bir siyasi oluşumun varlığı da seçimi öncekilerle mukayese etmemizi zorlaştırıyor. Bir önceki, yani 2014 yerel seçimlerinde alınan sonuçlarla değerlendiremiyoruz mesela. Geriye bir tek veri kalıyor o da, 2018’de yapılan Cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimleri. Her ne kadar konjonktür farkı olsa da elde başka veri olmayınca herkes bu seçimlerde alınan oylar ve oranlar üzerinden bir sonuca ulaşmaya çalışıyor.

Şöyle bir hatırlayalım. Geride bıraktığımız 2018 yılı ortalarında yapılan milletvekilliği genel seçimlerinde Antalya’da Cumhur İttifakı yüzde 45.1, Millet İttifakı da 47 oy almıştı. AK Parti yüzde 35 oranında oyla 6 milletvekili, CHP yüzde 29.1’le 5 milletvekili çıkarmıştı. Bu seçimin sürprizini ise yeni kurulan İYİ Parti yapmış ve yüzde 16.9 oy’la TBMM’ye Antalya’dan 3 milletvekili göndermişti. MHP ise yüzde 10.1’le sadece 1 milletvekilliği kazanmıştı.

İşte 31 Mart sonuçlarına yönelik tahminler genelde bu tablo ve bu rakamlar üzerinden yapılıyor. Ancak bunun sağlıklı bir sonuç vermeyeceği ortada. Çünkü her şeyden önce genel seçimler ile yerel seçimler arasında ciddi bir doku farkı söz konusu. Seçmenin genel seçimlerde sandığa gitme gerekçeleri ile yerel seçimdeki gerekçeleri aynı değil. Genel seçimde daha çok partiler öne çıkıyorken, yerel seçimde ilk kriter adaylar oluyor. Dolayısıyla kağıt üzerinde yapılan hesaplar ekseriyetle tutmuyor. Örneğin şu sıralar herkesin dilinde HDP oyları var. Bilhassa Kepez ilçesinde yoğunlaşan HDP oylarının seçim sonuçlarına etki edeceği konuşuluyor. HDP’nin Kepez’de 30 binin üzerinde bir oyu var. Yani toplam seçmenin yüzde 10’un biraz üzerinde bir kitle söz konusu. Ancak bu kitlenin tamamının bir yere kanalize olacağını kimse iddia edemez. Neticede Kepez’de Hakan Tütüncü gibi önemli bir faktör var. İki dönemdir başkanlık yaptığı Kepez’e adeta eşik atlatan, ilçeyi Antalya’nın arka bahçesi olmaktan çıkarıp cazibe merkezi haline getiren Tütüncü, aynı zamanda birebir temaslarıyla da ‘gönüllerin başkanı’ olmuş durumda. ‘Kepez’in evladı Hakan’ı girdiği o gönüllerden çıkarmak öyle hiç de kolaya benzemiyor.

Kepez örneğini bir tarafa bırakalım, Antalya’da Muratpaşa ve Konyaaltı dışında Millet İttifakı’nın önde olduğu bir yer yok. Akseki, Alanya, Elmalı, Finike, Gündoğmuş, Korkuteli ve Kumluca’da Cumhur İttifakı’nın oy oranları yüzde 50 ve üzeri. Kalan ilçelerin tamamında ise birkaç puanlık farkla iki ittifakın oyları birbirine yakın. Yani aslında mevcut rakamlar dahilinde de iki ittifakın birbirine öyle açık ara üstünlüğünü gösteren bir durum söz konusu değil.

Fakat buna rağmen birileri elinde kağıt kalem ‘zafer türküsü’ çığırıp duruyor. Bu toplum mühendisliğine soyunan zevata tavsiyem şudur; Akıllı olun, dereyi görmeden paçayı sıvamayın. Bugüne kadar olduğu gibi yine mahcup olursunuz…