Önceki hafta başlamış olduğumuz yazı dizimize bu hafta kaldığı yerden devam ediyoruz.

11- Depremler Gün Uzunluğunu Kısaltabilir

NASA'nın Jet Laboratuvarı'ndaki bilim adamlarına göre, 2011'de Japonya'yı vuran 9.0 büyüklüğündeki deprem o kadar şiddetliydi ki, Dünya'nın kütlesinin dağılımını değiştirdi. Sonuç olarak, deprem gezegenimizin biraz daha hızlı dönmesine neden oldu ve bu da gün uzunluğunu 1,8 mikrosaniye kısalttı.

12- Dünyanın Büyüklüğü Depremlerinin Büyüklüğünü Sınırlıyor

Dünya üzerinde kaydedilen en büyük deprem 9,5 büyüklüğündedir. Bu göz önüne alındığında, 10 büyüklüğünde bir deprem olup olmayacağını merak etmek doğaldır. USGS'ye göre, bir M10 depremi mümkün olsa da, varsayımsal olarak konuşursak, bu olası değildir. Fay ne kadar uzunsa, deprem o kadar büyük olur. Ve USGS'nin de belirttiği gibi, sözde "mega deprem" oluşturacak kadar uzun hiçbir fayın var olmadığı biliniyor. Ayrıca 12 büyüklüğünde bir deprem oluşturmak için gereken fay uzunluğuna gelince, ekvatorun çevresinden daha uzun olması gerekir 40.000 km’nin üzerinde! 

13- Mars'ta Sık Sık Depremler Meydana Geliyor

NASA'nın InSight iniş aracından yapılan gözlemler sayesinde artık Mars'ın sismik olarak aktif bir gezegen olduğunu biliyoruz. Uzay aracı, Mars'taki ilk yılında yaklaşık 500 "mars depremi" kaydetti. Mars sık sık sallansa da, depremlerinin çoğu küçük boyutta görünüyor - büyüklüğü 4'ten az. Mars, Dünya gibi aktif tektonik plakalara sahip değildir. Bunun yerine, depremleri gezegenin soğumasıyla tetikleniyor (4,6 milyar yıl önce oluştuğundan beri soğuyor).

14- Alaska, Anchorage'da bir Deprem Anıtı var

Alaska, Anchorage, 1964'te 9.2 büyüklüğündeki depremin anısına 134 dönümlük halka açık bir yeşil alan olan Deprem Park'a ev sahipliği yapıyor. Günümüzde, hala ABD tarihindeki en güçlü deprem olmaya devam ediyor ve Şili'yi vuran M9.5 depreminden sonra dünyanın en büyük ikinci depremi.

15- Depremler İnsanlar Tarafından Tetiklenebilir

İnsanlar, petrol ve doğal gaz çıkarma ve kırma işlemlerinden üretilenler gibi endüstriyel atık suları derin bertaraf kuyularına enjekte ederek sismik aktiviteyi gerçekten tetikleyebilirler. Hem USGS, hem de Journal of GeophysicalResearch'te yapılan bir araştırma tarafından açıklandığı gibi; suyu tortul oluşumların derinliklerine pompalamak, boşluk basıncını artırır (kayaların çatlaklarında ve gözeneklerinde sıkışan sıvının uyguladığı basınç). Bu eklenen basınç mevcut bir fay hattını zorlarsa, fay boyunca "kaymayı" başlatabilir ve bir depreme neden olabilir.

Tüm yazılarıma gazetemizin internet sitesinden ve https://emrahunal.com.tr/ adresinden ulaşabilirsiniz. Haftaya görüşmek üzere...