Akdeniz Manşet ailesine ve okurlarına Merhaba,

Bedava sözcüğü sözlükte ‘karşılıksız’, ‘bedelsiz’ olarak tanımlanır. Aslında bu konuyu en iyi tanımlayan da Orhan Veli’dir:

Bedava yaşıyoruz, bedava;

Hava bedava, bulut bedava;

Dere tepe bedava;

Yağmur çamur bedava;

Peki İktisatta karşılıksız veya bedava bir işlem var mıdır?

Aslında bütün iktisadi olaylar zaman içerisinde cereyan ettiği için, her türlü canlı karşılıksız aldığı bir “şey” için de zaman bedelini ödeyerek sahip olur. İktisatta bedava olarak tanımlanan mal veya hizmetler ise, kamuya ait yani herkesin ortaklaşa sahip olduğu mallar için söz konusudur.  Tam da Orhan Veli’nin tanımladığı gibi. Yani kamu mallarını kullanmak bedava tanımlanır; fakat kamunun bedava sunduğu mal ve hizmetlerin bedeli de bir ülkede yaşayan herhangi birisi tarafından mutlaka ödenir. Günümüzde hava, su ve yol da bedava değildir.

Ekonomi de seçim öncesinde tüm partilerin ekonomik vaatleri, maaş artışı, asgari ücret zammı, erken emeklilik veya sosyal yardımların artışı gibi hususlardan oluşan tek yönlü vaatlerdi. İnsanlar bunun oluşturduğu pozitif algı seviyesinde olumsuz olarak algılayabileceği kavramlar ise, maliyet, bedel veya karşılık sayılabilir. Ekonomide son yıllarda insanların davranışları üzerinden inceleyen sosyal psikolog veya ekonomistler, zannedildiği gibi insanların gerçeklerden hoşlanmadığı ispatlayan çok sayıda davranışsal iktisadın ortaya koyduğu görüşleri ortaya attılar. Bu görüşler bize insanların bire yüz veren bahis sitelerine neden para yatırdığını veya neden kripto dünyasına gözü kapalı yatırım yaptığını açıklıyor. Fakat kadim iktisat yaklaşımı ise yani daha muhafazakâr iktisat (ya da Ortodoks) diyor ki, rasyonel olan bir şey elde etmek istiyorsanız mutlaka bedelini ödersiniz. Bunun emek, para veya herhangi bir aktif olması önemli değil.

Bedavacılığın sürekli olmayacağı Türkiye’nin yaşadığı enflasyon krizinin bedelinin aşama aşama ödeneceği de anlaşılmaktadır. Yeni Hazine ve Maliye Bakanı Sn. Mehmet Şimşek tarafından uygulamaya konulan eski muhafazakâr ekonomik anlayışa dayalı iktisat politikası işaretleri ortaya çıktı. Yeni politikaların ekonomik maliyetine rağmen başarılı olma beklentisi daha yüksek. Memurlara yapılan zamlar sonrasında bütçede vergilerin de artırılması ekonomik rasyonalitenin yeniden kazanılacağı ümidini artıyor. Özetle, ekonomide hiçbir zaman bedava bir şey verilemez. Zaman zaman unutsak da gerçek maalesef böyle. Önemli olan ise, ekonomik nimetlerden çok yararlananların, külfete daha fazla katlanmasının sağlanmasıdır.

Prof. Dr. Mustafa YILDIRAN

[email protected]