Hafta sonu, Türkiye’nin en büyük yaş meyve ve sebze fuarını yapan sevgili dostum “Murat Özer” ile Kumluca’ya gitmiştik…
Tabii gitmişken CHP eski milletvekili ve şimdinin DP’lisi olan, uzun yıllara dayalı dostluğumun olduğu “Aydın Özer’i” de ziyaret ettik…
Her ikisinin de soyadı aynı olmasına rağmen aralarında çok uzaktan da olsa bir akrabalık bağı yoktur…
Her neyse bir siyasetçiyle bir araya gelirseniz söz döner dolaşır kaçınılmaz olarak siyasete gelir.
Ve işte o zaman konuşmaları zaman sınırlamasına alamazsınız…
Türkiye gibi bir ülkede ve bu ülkenin de Antalya ilinde yaşıyorsanız gündem, gündemi kovalar ve bir dokunursanız bin ah işitirsiniz…
Bu nedenle Aydın Özer’e hemen “siyaseti sonraya bırakalım da şu Kumluca’da neler oluyor-bitiyor senden onu dinleyelim” dedim…
Malum kendisi seracı olunca konu örtü altı tarım üretimine geldi ve başladı anlatmaya…
“Vallahi Mehmet abi, ben domates üretiyorum ve 3 yıldır üst üste zarar ettim.
Ürettiğimi toptan iş yapanlara veriyorum.
Onlar da iç ve dış piyasaya dağıtıyorlar.
Ama onlarla da konuşmamda durumlarının iyi olmadığını, dış pazar taleplerinde ve buna bağlı olarak ihracatta ciddi düşüşler yaşadıklarını söylüyorlar…”
Üretici zarar ediyor, toptancı zarar ediyor, ihracatçı zarar ediyor, tüketici de çok pahalıya aldığından onlar da zarar ediyor…
Örtü altı üretimin başkenti olan Kumluca’da işler bu kadar ters gidiyorsa bunun nedeni nelerdir diye sordum…
“Öncelikle girdi maliyetleri çok yüksek.
İlaç, tohum, gübre, ısınma, sulama ve işçilik çok yüksek…
Bu yıl bir kg domatesin maliyeti ortalama 12-15 TL arası ama toptancı bizden en fazla 10 TL’ye alıyor ürünü…
Lakin pazarda ve markette fiyatı 60 TL…
Zararları yok etmenin, çiftçinin, toptancının kar elde etmesinin, tüketicinin de ucuz gıda almasının ilk şartı, girdi fiyatlarının düşmesidir.
Eğer bu sağlanırsa enflasyonu da aşağıya çeker…
İhracatçının da dış piyasada rekabeti artar ve ülkeye döviz girdisi sağlar…”
Bu durumun siyasi yansıması var mı, diye sordum hem çiftçi hem de siyasetçi olan Özer’e ve hemen cevabını yapıştırdı.
“Yıllardır AK Parti’ye oy veren ve belediyeyi hep AK Parti’nin kazandığı Kumluca’da eğer bir dönem önce CHP, şimdi de Kumluca’da üyesi bile olmayan DP belediye seçimini kazanıyorsa Kumlucalı çiftçilerin iktidara olan uyarısıdır.
Böyle devam ederse AK Parti Kumluca’da eski günlerini çok arar…”
Kumluca’ya yaptığımız ziyaret bir gerçeği bir kez daha kanıtladı…
Hayat pahalılığı ve enflasyon denilen belanın temel kaynağı “gıda üretiminde yaşanan yüksek maliyettir…”
Üretici ve tüketici endeksleri arasındaki makas böylesine açık oldukça enflasyon artarak sürer.
Enflasyonu durdurup hayatı yaşanabilecek duruma getirmek için bu makas herkesi memnun edecek kadar bir aralığa çekilmelidir…
İktisat uzmanı olmaya gerek yok; bunun da çıkar tek yolu, “tarımsal girdi maliyetlerinin düşürülmesidir…”