Politikacıların siyasi propaganda yaparken kullandığı argümanlardan biri hiç şüphe yok ki ‘eğitimde fırsat eşitliği’ meselesidir.

İktidar bu eşitliği sağlamakla övünür, muhalefet ise aksini savunur. Tartışılan diğer bir konu da, temel eğitimin ‘ücretsiz’ olup olmadığıdır.

Malum, ülkemizde 8 yıllık temel eğitim zorunlu ve de ülkeyi yönetenlerin iddiasına göre ‘ücretsiz’dir…

Peki gerçekte böyle midir?

İşte yeni eğitim-öğretim yılına başladık ve başlar başlamaz da her yıl izlediğimiz film yeniden vizyona girdi. Okullara kayıt parasından tutun, yardımcı kitap parasına, okul aidatlarından ana okul öğrencileri için istenen 300-500 liralık malzemelere varıncaya kadar tekmili birden sahnede…

 

Kabul etmek gerek ki, eğitim masraflı bir iş.

En çok harcanan sektör.

Yalnızca ilköğretim ya da lisede değil, yüksek öğretimde de bu böyle…

Eğitimin parasını ya devlet karşılar ya da bunu çocuklarını okutmak isteyenlere yükler.

Bizde iddia odur ki, eğitim masraflarını devlet karşılar. Ancak yaşananlar bunun aksini söylüyor. Devlet karşılamayınca da ‘bağış, yardım’ adı altında veliler haraca bağlanıyor. Her yıl, eğitim sezonu açılırken, ilk ve orta öğretimde velilerden para alınmayacağı en yetkili ağızlardan açıklanmasına rağmen okul yöneticileri bildiğini okumaktan geri durmaz.

Devlet ricali, tavşana kaç tazıya tut misali tavrıyla okul yöneticileri ile velileri karşı karşıya getirir.

 

Dün bütün haber kanallarında ve gazetelerde vardı.

Görmüşsünüzdür.

Bir anaokulunda velilerin eline yaklaşık 500 lira tutarında malzeme listeleri tutuşturulmuş. Listede ne yok ki?.

Temizlik malzemeleri dahi isteniyor. Üstelik hepsi marka ürünler. Bu okullarda ayrıca öğrenci başına 130 lira civarında da aidat alınıyor. Her eğitim-öğretim yılında velilerin kabusu olan bir diğer mesele de yardımcı kitap. Bu kitap mevzusu da bir türlü çözüme kavuşturulamadı. Devletin verdiği kitaplar nedense öğretmenlerimize bir türlü ‘yeterli’ gelmiyor. Mutlaka yardımcı kitap istiyorlar. Hem de adres göstererek. ‘Filanca yayınevinin falanca kitabı’ diyerek…

 

Defalarca yazıldı, çizildi, velilerin isyanları her platformda dile getirildi ama yetkili/ilgili makamlar meseleyi bir türlü çözemiyor!..

 

Yüksek öğretimde de eğitimin yerlerde sürünmesinin nedeni bu ‘ticari anlayış’…

Bu ülkede neredeyse her üniversitede ikinci yani paralı eğitim var. Uzaktan eğitim

var. Uzaktan tezsiz yüksek lisans diye bir saçmalık var. Tüm bunların tek amacı var o da para kazanmak…

 

İşte bu yüzdendir ki, ‘parasız eğitim’ veya ‘eğitimde fırsat eşitliği’ ifadelerini her duyduğumda sinir katsayım artıyor…

 

İyi tatiller..