Geçtiğimiz günlerde proje okullardaki öğretmen ve öğrenci gösterileri ön plana çıktı. Proje liseler bulundukları yerdeki en başarılı liseler olarak biliniyorlar. Bu liselere LGS sınavları ile öğrenci alınıyor. Yani puan başarısına göre öğrenciler yerleştiriliyor.  

Bu okullar oluşturulurken öğretmen atamaları için de bir düzenleme getirilmiş. Bu okullara atanan öğretmenler belirli bir süre görev yapabiliyorlar. Görev süreleri sona erdikten sonra başka bir yere atamalarının yapılması gerekiyor.  

Görev yaptıkları okulda kalmak isterlerse idarecilerinin uygun görmesi ile görev süreleri uzatılabiliyor. Bu okullara atanan öğretmenlerin belirli kriterleri taşımaları gerekiyor.  

Peki son günlerdeki protestoların sebebi ne? 

Görev süreleri biten ya da süre uzatımlarının sonuna gelen öğretmenlerin farklı yerlere atanmaları protesto ediliyor.  

Protestolar masum talepler gibi görünüyor/gösteriliyor. Antalya’da bazı okullardaki protestolara şehirden destekler verildiğini gördük. Mezunlar derneği, megafonlu kişiler gibi… Gösterilen içinde bazı sendikalar da var.  

Geçtiğimiz aylarda bu liselerden birisinde çalışan bir kişinin eşi alkollü şekilde okul bahçesine girdi diye ayaklanan velilerin de bu protestolara eşlik ettiğini gördük.  

Şehirden gelen öğretmen, öğrenci ya da veli olmayan bu kişilerin okul bahçelerine girmesi de bana uygun gelmedi. Ki o okullara ait olmayan kişilerin girip belirli jargona ait slogan atmaları da güvenlik meselesidir. Buna da tepki gösterilmeli. 

Öğretmen atamalarına gelince görev süresi bitenin gitmeyi de kabul etmesi gerekiyor. Ayrıca yeterince uzatmalar da yapılmış ise uzatmanın sonunda kabullenebilmek gerekiyor. Ortalığı ayağa kaldırmak burada rahatım iyi, buradan emekli olmak istiyorum demektir. Olamaz mı, olabilir. Ama neye göre? 

Bana göre süresi bitenlerin yerine yapılacak atmaların ya da görev süresi uzatmalarının kriterlerinin olması gerekiyor. Yönetmeliklerde sınav yapılabilir denilse de bu işler sınavsız halledilmiş ve halledilmeye devam ediyor.  

Protestoların dikkat çektiği ya da asıl dikkat çekmesi gereken yer, görev süresi sona erenlerin yerine yapılan atmaların nasıl yapıldığı olmalıdır.  

Daha önceki bir yazımda da ifade etmeye çalıştım. Bu okullara sınavla öğrenci alıyorsak, sınavla ya da belirli kriterlerden toplanan puanlarla öğretmen atamalıyız.  

Öğretmenlerimize sınav denilince hemen tepki gösteriyorlar. Verimli ol(a)mayan öğretmenlere en başarılı öğrenciler teslim ediliyor.  

Yapılan veli toplantılarında bazı öğretmenlerimizin duyarsızlıklarına şahidim. Öğrencisini tanımayan, müfredat yetiştiremeyip işlenmeyen kısımlardan soru sorma, ortak sınav değerlendirme farklılıkları vb… Daha da gerisini yazmayayım. 

Hem müdür, müdür yardımcısı ve hem de öğretmen atamalarında görevlendirme, görev süresi uzatma benim elimde demek yerine belirli kriterlerin çalıştırılması gerekiyor.  

Performans ölçen sınavlar bunlardan birisidir. Proje okullardaki projelere dahil olma ya da proje üretebilme de bir kriterdir. Öğrenciye verimli ders anlatmanın yolu kendini yenilemedir. Lisansüstü eğitimler, sempozyum, kongre katılımları düşünülmelidir. Hiçbir işe yaramadığı iddia edilen dönem başı, dönem sonu daha verimli hale getirilebilir. İstenilirse çözüm üretilir.  

Öğretmen sendikalarının da üyelerin gönlünü hoş tutmak yerine mantıklı çözümler ile öğretmenlere ve okullarımıza destek olmaları gerekiyor.  

Hakim bir sendikanın ya da gücü elinde bulunduranın değerlendirme kriterinden bahsetmiyorum. Ölçülebilir, belgelendirilebilen bir değerlendirmeden bahsediyorum.  

Aslında öğretmen ataması, görevlendirmesi ya da yer değişimleri sadece proje okulları için değil diğer okullar için de dikkate alınmalıdır.