SEBZELER ÇÖPE DÖKÜLÜRKEN FİYATLAR İKİYE KATLANDI
Prof. Dr. Halil Demir
Kovid salgını nedeniyle pozitif test sayısı günlük 60 binli rakamlara ulaşınca, nüfus hareketliliğinin azaltılması için Mayıs ayının başından 17 Mayıs sabahına kadar sokağa çıkma yasağı getirildi. Bu kapsamda halk pazarlarının kurulması da yasaklandı. Pazar günler hariç marketler belirli saatlerde çalışmaya devam etti.
Çiftçilerin her ne kadar muafiyetleri varsa da kısıtlamalardan etkilenecekleri aşikardı. Böyle de oldu. Sadece marketlerin, üretilen yaş sebze-meyveyi pazarlayabilmesi mümkün değildi.
Üretim bölgelerindeki hallerde yığılmalar meydana geldi. Fiyatlar düştü. Biberinden hıyarına kadar birçok sebze, satılamadığından çöpe döküldü. Bütün bunları basından da takip ettik.
Tarımsal üretimde kısıtlamalar yoktu, ancak dalında bekleyemeyecek ürünler vardı. Üretici tarafında oluşan bu mağduriyet görüldü ve cumartesi günleri Türkiye genelinde halk pazarları sıkı denetimlerle açıldı.
Açıldı açılmasına da uzun kuyruklar bekleyerek pazara giren insanlarımız şaşkına döndüler. Çünkü kısıtlamadan hemen önceki fiyatlar gitmiş katlanarak geri gelmişti. Buna bizzat üretim bölgesindeki bir halk pazarında kendim de şahit oldum.
Kilosu 10 TL olan çilek 20 TL olmuş.
Biberler 5-6 TL iken 10 TL’den satılmaya başlanmış.
Domatesler yine aynı durumda…
Bu arada marketlerdeki sebze-meyve fiyatları, halk pazarları kapanınca hemen artışa geçmişti. İllaki zincir marketler diye düşünmeyelim. Zincir market statüsünde olmayan ancak pazar günleri de açılabilen büyük marketler de aynı durumdaydı.
Artan fiyatların üreticilerle ilgisi var mıydı? Kesinlikle hayır.
Üreticiler hallerde ürünlerini satamazken fiyatlar marketlerde zaten yüksekti. Büyük zincir marketlerin anlaşmalı üretimler yaptırabildiklerini de not etmek gerekir.
Halk pazarlarının sadece cumartesi olsa da açılması üreticilere nefes aldırdı. En azından halde ürünlerini satabileceklerdi.
Hallerde satışın yapılamadığı bir haftalık bu süre içerisinde kurulan bir piyasa değeri elbette vardı. Ancak bu fiyatlardan satış yapılamıyordu. Örneğin dolmalık biber fiyatı Kumluca’da 2.8 TL iken bir anda 1.3 TL’ye düşürüldü. Ve her üretici satış yapamadı.
Pazarlar açılınca bu fiyatlandırma yine eski haline döndü. Yani üretici lehinde olan gelişme sadece ürünlerini satabiliyorlar. Her gün pazar kurulmadığı için bu da sınırlı miktar gerçekleşiyor. Sadece bir gün olması nedeniyle yeterli sayıda pazarcı esnafı hizmet veremiyor.
Peki, bu arada marketler ne yaptılar? Halk pazarları açılınca fiyatlarını cumartesi günü bir anda pazar seviyesine düşürdüler. Bu konunun da üretici ile bir alakası yok. Bazı zincir marketlerin sosyal medya gruplarından ortak fiyatlandırma ifşasını unutmayalım.
Şimdi gelelim son sözlerimize.
Denetim olmaz ise olmaz. Denetimin olmadığı yerde kontrolsüzlük olur. Suistimalcilik olur. Fırsatçılık olur.
Zabıtaların gözlerinin önünde gerçekleşen bu yüksek fiyatları bizler denetleyemeyiz. Tüketicilerin ceplerinden çıkan paranın devede kulak kısmı üreticiye ulaşıyor. Marketlerde 10 TL ve üzerinde pembe domatese ödenen ücretin sadece 2.5-3 TL’si üreticiye gidiyor. Bunun daha komisyoncu payı, masrafı vb. kısımları hariç.
İster halk pazarları olsun, isterse de marketler… Sebze-meyve fiyatlarındaki fahiş fiyatların önüne denetimler ile geçilirse, insanlarımız daha fazla sebze-meyve tüketecektir. Bu da üreticiye yansıyacaktır. Bunun da ekonomik hareketliliğe ve ülkemize katkısı olacaktır.
Denetim de bir teşviktir ve destekleme modelidir. Denetimler vasıtasıyla milyarlarca lira nakdi yardım yapacak olduğumuzu unutmayalım.
Yorumlar