Türkiye’de ekonomik krizle birlikte konut fiyatları, kiralar ve yabancılara oturum izni tartışmaları hız kesmeden devam ediyor. Konut-kira-yabancılara oturum birbirleriyle ilgili konular.

Yabancılara öteden beri konut, arsa ve benzeri satışlar vardı. Ancak yaşanan ekonomik sorunlarla beraber tartışmaların odağında yer almaya başladı. Çünkü bizim paramız diğer birçok ülkenin parası karşısında hızla değer kaybediyor. Alım yapılabilecek fırsat ülke haline geldik.

Türkiye’den konut satın almak isteyenler, 250 bin doları getiriyor, hem bir ev hem de vatandaşlık sahibi oluyorlardı. Bu sınır 400 bin dolara çıkarıldı. Paramız iyiden iyiye değer kaybettiğinden, kazancı daha iyi yabancı ülke vatandaşları için ödeme zorluğu yok diyebiliriz.

Rusya-Ukrayna savaşı ise her şeyin tuzu biberi oldu. Bizden daha kötü durumda olduğunu düşündüğümüz Ukraynalılar bile savaşın da etkisiyle ülkemizin yolunu tuttular.

Antalya'mız yabancılara konut satışı ve kiralama usulü konut edinme nedeniyle, en fazla fiyat artışlarına maruz kalan şehir haline geldi.

Bu durumda Antalya’da yaşamını sürdüren bizler zor durumda kalıyoruz. Hem Antalya’nın yerlisi, hem de şehrimize görev yapmak için gelen memur kesimi de zor durumda.

Aslında konunun ciddiyetini Devletimizin yetkilileri de farkında ki bazı mahalleleri yabancı oturumuna kapatıyorlar. Demek ki bir mahallede izin verilen %25 sınırı (Örneğin Hurma, Sarısu mahalleleri) aşılmış ki bu kapatma kararları alınıyor.

En son alınan kararda, Antalya’nın bazı merkez ilçeleri ve Alanya’da bazı mahalleler yabancı ikametine kapatıldı. Döşemealtı AOSB2 ve AOSB2 Kısım mahalleleri, Konyaaltı Liman, Hurma ve Sarısu mahalleleri ve Murtapaşa Topçular Mahallesi yeni karara tabi olan yerler.

Bu karara göre diğer mahalleler hem konut satışına hem de kiralama usulü ikamet etmeye izin verilecek demek oluyor. Bu durumda bazı soruları yöneltmek zorundayız.

Antalya’da daire fiyatları ve kiralar hakkında herkesin, en azından şehrimizin yönetiminde söz sahibi olanların bilgisi var mı? Bu sorunun iz düşümünde devam edelim.

Uncalı, Siteler, Toros, Pınarbaşı, Bayındır, Soğuksu, Gülveren, Kültür, Ahatlı, Yenidoğan, Yeşilyurt, Şafak, Duraliler, Ünsal, Göçerler, Erenköy, Kızılarık, Yenigün vb. mahalleler memurlar ve öğrenciler açısından en fazla ikamet edilen yerler.

Bu mahalleleri yabancılara açık bırakırsak, sahiden burada oturmak zorunda kalanlar ne yapabilirler? Tek maaş ile çalışan bir polis memuru, bir defterdarlık çalışanı, bir üniversite personeli ve benzeri yerlerde çalışanlar buralarda nasıl yaşayacaklar?

Ya üniversite öğrencilerimiz. Akdeniz Üniversitesi’nin öğrenci sayısı 70 bine yaklaşmış durumda. Bunun çok önemli bir kesimi şehir merkezinde. Öğretim elemanları, idari personelleri dahil edersek, bu insanlar ne yapsınlar?

Mevcut kiracılar düşük bedelli gözükebilir, onları da ev sahipleri çıkarma peşinde. Ben en iyi örnek durumundayım. Kiraya %25’den fazla zam yapılamaz demek, kolaycılık. Açıklanan enflasyon %70’den fazla iken, %25 kira zammını ev sahibi kabul edebilir mi?

Kültür, Ahatlı, Gülveren,, Şafak ve Yenidoğan mahalleleri en fazla öğrenci barındıran yerler. Şu an itibariyle 1+1 daireler, yani 30 metrekare alanların en düşük yeniden kiralama ücreti 4-5 bin lira. Bunun Ağustos-Eylül aylarında 5-6 bin lira olacağı kesin gibi.

Bu bölgeye başka bir açıdan yaklaşalım. Hızla Ukraynalı ve Ruslar başta olmak üzere bölgede kiralama artıyor. Mülk edinenler artıyor. Ruslara Kültür ve Ahatlı mahallelerinde 8 bin liraya 6 aylık veya bir yıllık peşinatla daire kiralanıyor. Burada oluşacak 8 bin lira kiralama piyasasıyla hangi öğrenci kalır?

Asgari ücretle çalışan bir baba veya bir memur çocuğuna bu kirayı sağlayabilir mi? KYK yurtlarında kalırlar denilmesinin de bir anlamı yok. KYK yurtlarının kapasitesi de belirli. Bu durumda özel yurtlar gündeme geliyor. İleride oluşacak bir sorun karşısında, bu öğrencileri mecburen oralara yönlendirilmiş olmuyor mu?

Evet, bazı mahallelerin yabancı ikametine kapatılması doğru gibi gözükebilir. Ancak kapatılanlar dışındaki yerlere yönlendirmenin de başka sorunları ortaya çıkıyor. En azından kiralama bedellerini arttırıyor.

Bu konuyu abarttığımı düşünenler varsa, yukarıda bahsettiğim bölgelere gidebilirler, araştırabilirler. Kurumlarınızı temsilen ancak resmi görevli gibi değil de bir vatandaş gibi gidiniz. Emlakçılarla sohbet ediniz. Kendiniz ev fiyatlarını sorunuz.

Özellikle milletvekillerimizi o bölgelerde görmek isteriz. Vatandaşlarımız adına hizmet üretmeleri gerekiyor. Bu kira bedelleri ile oturmanın sosyal yansımaları da olacaktır.

Tekrar soralım, her mahallede %25 sınırımı getirelim, yoksa sadece (en azından geçici süre) bazı bölgeleri mi yabancı ikametine açalım.?