Yağışların kıymetini bilelim
Prof. Dr. Halil Demir
Sıcak ve nemli yaz aylarından sonra güz aylarına gelince, acaba bu yıl yağış durumu nasıl olacak diye hepimiz kaygılıydık. Küresel ısınmayı yaşıyoruz, kuraklık kapıda, bu yıl da yağmur ve kar yeterli olmazsa su sıkıntısı yaşayacağız diyorduk.
Ancak kış mevsiminde gelen yağmur ve son aylardaki kar yağışları bütün Türkiye’yi sevindirdi. Küresel ısınmadan kaynaklı iklimsel farklılıklar üzerinde tartışılmaya da devam ediliyor. Gelen bu yağışın olabileceğini söyleyen meteorologlar vardı. Onların da belirttikleri gibi yağışlar sırasında olumsuzlukları beraberinde getirdi.
Bazı bölgelerimizde seller oldu, hortumlar çıktı. Can kayıplarımız meydana geldi. Evler, seralar zarar gördü. En son yağan karlar neticesinde Gaziantep’te zorluklar yaşandı. Isparta’da 2 gün elektrik kesintisi yaşandı.
Antalya’da günlerce yağan yağmur, aşırı soğuklar olumsuz etkiler bıraktı. Bazıları bu soğuklar hiç olmadı, böyle kışı hiç görmedik gibi yorumlarda da bulunuyorlar. Ben bu yorumlara katılmıyorum. Antalya’da 40 gün üst üste serada don olaylarına karşı nöbet tutarak sobaları ateşlediğimiz günleri hatırlarım. Her gün yağan yağmurlar ile derelerin, barajların dolduğunu, taştığını gördük.
Nereden bakarsak bakalım, bu yıl yağışlar güzel. Susuzluk tehlikesinin ne olduğunu bilenler olarak buna ihtiyacımız vardı diyoruz.
Avlan Gölü şimdiden dolmuş durumda. Finike’deki baraj doldu ve fazla su tahliyeye veriliyor. Dağlardan eski su kaynaklarından sular sızmaya başladı.
Döşemealtı’nda toprak su ile doyduğundan derelere sular sızıyor. İstanbul’daki barajlardaki su seviyeleri yükselmeye devam ediyor. Yağan karlar ülkemizin birçok bölgesinde hala toprak üzerinde duruyor.
Peki, bu yağışlar son yıllardaki olumsuzlukları gidermeye yeterli mi? Elbette ki hayır.
Uzun yıllardır hor kullandığımız su kaynaklarının, toprakların hemen eski haline dönmesini beklemeyelim. Bu yıl yağışlar iyiydi, gelecek yıllarda nasıl olacak?
Yapılan tahminlere göre yağışın azalmasıyla su sorunlarını yaşamaya devam edeceğiz. Bu durumda mevcut su kaynaklarının iyi değerlendirilmesi gerekiyor. El birliği ile çözüm yolları aramalıyız.
Burdur Gölü’nde yüzbinlerce kuş sayısından bahsedilirken, son yıllarda 10 binlere düşmüş. Su seviyesi yaz aylarında en az seviyesine inmiş durumdaydı. Burdur Gölü’nde yeni kuş türleri görülmeye başlamış. Sebebi ise suyun tuzluluğunun artması.
Yeni kuş türlerinin gelmesi, asıl sahiplerinin gitmesi ekolojide olumsuzlukları işaret etmektedir. Bu da bize Burdur Gölü etrafındaki tarım şeklinin gözden geçirilmesi mesajı veriyor.
Göllerimiz, barajlarımız, su kaynaklarımızın yakın çevresindeki tarım faaliyetlerini yeniden gözden geçirmeliyiz.
Açılan su sondajlarını tekrar tekrar denetlemeliyiz. Su sondajı diye diye farkındalığı oluşmaya başladı. Bunu tekrar tekrar dile getirmeliyiz. Su kuyuları tarımda mutlaka kullanılmalı ama usulsüz olanları engellenmelidir.
Su kaynaklarımızın kirlenmesinin önüne geçilmelidir.
Dolan barajlardan bırakılan sularımız denizlere akıyorlar. Bunlar için ikincil birikme yerleri hazırlanabilir. Boşa bırakılan sular, özellikle büyük üretim yapan üreticilerin sahip olacakları büyük havuzlara alınabilir. Seraların, büyük bahçelerin yakınlarına açılacak havuzlara yağmurlar hasat edilebilir.
Su tüketiminin önemi varlığında anlaşılamıyor. Su tasarrufuyla ilgili bilinçlenme üzerine mutlaka çalışmalar yapılmalıdır.
Yorumlar