Dünkü biz ile bugünkü biz arasında bariz farklar mevcut.
Dünkü düşüncelerimiz ile bugünkü fikirlerimizin uyuşma noktasında nice sorun var. Çünkü dün güzel olanı düşünce ederdik, bugün kötü olan neyse fikrimize yön veren olmuş.
Dünkü heyecanımız ile bugünkü sabrımız aynı anlamda, aynı duygu için el ele tutuşmamaktadır. Çünkü dün kalbimizin yahut vicdanımızın sesini duyardık bugün her şey bir anda olsun diye çırpınıyoruz.
Dünkü sözlerimiz ile bugünkü adımlarımız aynı çizgi üzerinde poz vermemektedir. Çünkü dün ağzımızdan çıkanı iyice duyardık, bugün ise gönlümüzün estiği yöne habire sapıyoruz.
Dünkü doğal durumlarımız ile bugünkü yapay duruşlarımız bizi bize anlatma konusunda yeterince iki gerçek olarak durmaktadır. Çünkü dün neysek o şekilde davranırdık, bugünkü tavırlarımız ise yüzeysel ve içi boş.
Dünkü çevre bilincimiz ile bugünkü tüketim furyamız arasında dağlar kadar fark vardır. Çünkü dün doğaya saygımız vardı ancak bugün tabiatı kirletmek için birbirimizle yarışıyoruz.
Dünkü geniş ufkumuz ile bugünkü dört duvar zindanımız ışık yılı uzaktan bile birbirine selam vermemektedir. Çünkü dünde düş üstüne düş kurardık, bugün ise her gün aramıza dört duvar örüyoruz.
Ve dünkü çocukluğumuz ile bugünkü büyük hâlimiz birbirine yabancı iki kuşak gibi durmaktadır. Çünkü dünde çocukluğumuza sımsıkı sarılırdık, bugün büyüdükçe anılarımızın başkenti çocukluğumuzdan hızlıca uzaklaşıyoruz.