Milliyetçi Hareket Partisi’nin yeni il başkanı Mustafa Aksoy’un atandıktan sonraki ilk basın toplantısını haberleştiren bir sitenin Aksoy’a mal ederek, “Değişim isteyenlerin PKK’lı Bayık’tan ne farkı var” başlığını kullanması ortalığı karıştırdı. Aksoy da, onun gerçekten böyle söylediğini sananlar da duruma şiddetli tepkiler gösterdi. MHP İl Başkanı, söz konusu toplantıda söylediklerinin kasıtlı ve art niyetli bir şekilde çarpıtıldığını öne sürdü.

Toplantıya başka bir programım olması nedeniyle gidememiştim. Ancak giden arkadaşlarımdan böyle bir ifadenin kullanılmadığını biliyorum. Nitekim MHP İl Başkanı Aksoy da bununla ilgili yaptığı açıklamada, “Ülkücülerin kendi arasındaki tartışması, eksikliklerimizi, yanlışlarımızı onararak zafere giden yolun hızlanması adına iken, MHP ve Ülkücü Hareket düşmanlarının aynı anda MHP’de değişim istemesi ve MHP’de kongre olması için çabalamasını da göz ardı etmemek lazımdır. Düşünün ki, Kandil’deki eli kanlı terörist Cemil Bayık bile ‘MHP de değişmek zorundadır. MHP de artık on yıllar öncesinin diliyle, yaklaşımıyla Türkiye siyasetinde yerini alamaz. Eski dilini, üslubunu ve tarzını bırakmazsa Türkiye'ye en büyük kötülük yapan, Türkiye'ye en büyük düşmanlık yapan bir parti haline gelir. Bu açıdan MHP'nin de bu seçim sonuçları çerçevesinde Türkiye gerçeklerini dikkate alarak kendi zihniyetini, politikalarını ve tutumunu değiştirmesi gerekmektedir’ diyerek dağdaki ininden MHP tartışmalarına dalış yapmıştır. HDP’ye oy verenler, komünistler, solcular, devrimciler, malum cemaat adeta MHP’de değişim isteyen koro olmuştur. Bunun aksini iddia edecek bir kişi bile yoktur. AKP’nin elindeki yargı düzeni de bu koronun arzularını tatmin edecek bir kararla MHP’yi kongreye götürme kararı almıştır” dediğini söyledi.

Bütüne bakıldığında söz konusu haber sitesinin başlıkta kullandığı ifadenin doğru olmadığını görmek mümkün. Lakin MHP’de yaşanan kurultay kaosuna verilen örnek son derece yersiz. Yani siz kalkıp ‘değişim’ isteyenler arasında PKK’lı Bayık’ı sayarsanız birileri de kalkar böyle bir başlık kullanır. 

Anadolu’da ‘On düşün bir söyle’ diye halk arasında yaygın olarak kullanılan bir deyim vardır. Ağızdan çıkan lafın nereye gideceğini iyice hesaplamak anlamına gelir. Çünkü düşünmeden söylenen bir söz bazen olmadık yanlış noktalara gidebilir. Tıpkı bu örnekte olduğu gibi. Dilin değil aklın bir kusurudur. İnsanın sinir sistemi zaman zaman tekleyebilir, böyle zamanlarda ağzından çıkanı kulağı duymaz.

Dolayısıyla iyice tartmadan, ölçüp biçmeden bir şey söylememek gerekir.

Hele de böyle hassas bir dönemde…

Maalesef bunu MHP genel merkezindekiler de sık sık yapıyor.

Muhalefeti karalamak adına olmadık çıkışlar yapıyorlar.

Daha düne kadar canciğer oldukları isimleri bugün ‘paralelci, AK Parti güdümünde veya hain’ olarak nitelendiriyorlar. Genel merkezin bu yaklaşımı haliyle tabana da yansıyor. Parti tabanında artık Bahçeli yandaşları ve diğerleri var.  İş bu noktaya geldiği için de ağızdan çıkan her söz ayrı bir önem taşıyor. Mustafa Aksoy, ilk toplantısında ‘birlik ve beraberlik’ mesajları vermiş, “Gönülleri birleştireceğiz” demişti. Ben de ‘birleştirilecek gönül kaldı mı’ diye sormuştum. Fotoğraf ortada. Sosyal medyada karşılıklı atışmaları da herkes görüyor.

Yani demem o ki, artık ekmek bölündü.

Bu saatten sonra da birleşmesi zor görünüyor.