İnsan için duyduklarından çok gördükleri ve yaşadıkları önemlidir. O yüzden duyumlara bağlı değerlendirmeler birilerinin aktardığı düşünce ve deneyimler olduğu için dinleyenlerde yeteri kadar iz bırakamaz.
Avrupa üzerine sağlıklı değerlendirmeler yapabilecek kadar gözlem ve deneyime sahibim. Şu an için Almanya üzerine bir düşünce yazısı yazmam için yeterince birikim oluştu.
Her ne kadar olumsuz bir şeyler yazsam da Almanya’dan bahsettiğimi kimse unutmasın.
Başlıklar halinde bu değerlendirmelerimi sizlere aktarayım.
Ekonomik durum: Küreselleşme Avrupa’da schengen ve Euro ortak para birimine geçişle başladı. Ekonomik zenginlik ve mutluluk artık dünya şirketleri tarafından bu ülkede yaşayanlardan geri alınmaya başlandı. Halk uzun yıllardır gerçek enflasyon, tüketim mallarının fiyat artışı, küçük işletmelerin ortadan kalkması gibi sonuçları yaşamaya başladı. Tabi bu durum başka ülkelerle kıyaslanamayacak kadar az ve zamana yayılmış durumda.
Ekonomik durum birçok alışkanlığın da değişmesine sebep oldu. Mesela aile kurma, çocuk sahibi olma gibi insani ve kültürel düşünceler yok olmaya başladı. Artık bireysellik zamanı aşırı derecede kendisini hissettiriyor.
Üretim sanayii: Son yirmi yılda dünya çapında bir kalite övüncüne sahip Almanya’da maliyetlerden dolayı üretimin doğu ve uzak doğuya kaydırılması neticesinde kalite de de düşüşler yaşanmaya başladı. İlk defa daha iyisini yapanlar çıkmaya başladı dünyada.
Bu duruma rağmen hala ihracat fazlası verecek kadar üretime devam ediyor, bütün liman, gümrük, nehir, kara, hava ve deniz ulaşım ağları neredeyse 24 saat çalışmaya devam ediyor.
Şehirlerdeki yaşam kalitesi: Almanya’da en çok şaşırdığım hususlardan bir tanesi çevre düzenlemesi ve temizliği meselesi oldu. Beynim Avusturya ve İsviçre’yi ölçü aldığımdan mıdır nedir sokakları, parkları, yol kenarlarını hem bakımsız hem de temiz bulamıyorum. Sanki bir boş vermişlik havası seziyorum.
Göçmenlerin durumu: Kontrollü bir uyum sürecinde taviz yok. Çok fazla göçmen görüntüsü var. Onlarla olmaktan dolayı zorlanıyorlar ama onlarsız da olamıyor. Çünkü yeni iş gücüne şiddetle ihtiyaç var. Hızla yaşlanan bir ülke için en büyük problem üreme oranının eksi seviyede olmasıdır.
Sağlık hizmetleri: Çok sağlam bir alt yapı olduğu belli ama zaman içerisinde bazı noktalarda standardından taviz verdiğini görüyorum. Personel göçmen ağırlıklı olmaya başladı. Tabi bu durum beraberinde kültür ve dil problemi doğurdu. Mevcut sigorta idaresi maliyetleri finanse etmekte zorlandığı için halkı ek sigortaya sevk ediyorlar.
Medya, gazeteler ve telefon kullanımı: Basın ve yayında yok denecek kadar magazin, dizi film, her şeyin konuşulduğu yayınlar ve benzeri hiçbir şey bulamazsınız. Akşam haberleri önemlidir ama sadece en fazla 20 dakika sürer.
Üçüncü sayfa haberlerinde en önemli olanı 5-10 saniyelik yer bulur haberlerde. Her eyalet televizyonu o bölgenin haberlerini verir. Başka eyaletlerin dertlerini aktarmaz. Küresel haberleri de konu başlıklarıyla verir.
Dijital yayınlar ne kadar çoğalırsa çoğalsın hala ciddi sayıda gazete ve dergi satılıyor. Siyaseti icraatlardan takip eden bir toplum oluşmuş. Tesadüfen ya da bazı yolları takip etmeden siyaset kulvarında yükselmek mümkün değildir.
Başka bir durum da siyasi konular yeni neslin hiç ilgisinde çekmiyor. Gençlerin çok ayrı bir dünyası var ve oraya sadece aynı dünya insanlarını alıyorlar.
Dini hayat: Din Avrupa’nın tamamında çoğunluk için bile sembolik bir anlam ifade etmiyor. Dinleri onları doyurmamış, bilakis yormuş. Hristiyanlığın mezhep çatışmaları en çok halka zarar vermiş. Bomboş kiliseler, satış ilanları, duygusal davetler kiliseler için çok rastlanan durumlardan birkaçı.
Yüzyılın dev bir sanayi ülkesi, sayısız dünya markasına sahip, insanlarını 24 saat çalıştırabilen ve dünya siyasetinde öyle veya böyle var olan Almanya bir devletten çok devasa bir holdinge benziyor.
Bu gözlükle bakıldığında görüntülerin anlamları başka bir şekilde tezahür ediyor. Bir yazıda ancak bu kadar başlık ele alabildim. Tabi ki yazılacak çok şey var. Başka bir yazıda diğer başlıklara da değinebilirim.
Şimdilik hoşça kalın. Sağlıcakla kalın.