Türkiye’de gıda güvenliği denilince tarım ürünlerine uygulanan pestisitler ilk akla gelenlerden birisi oluyor. Pestisit kullanımı da çiftçilerden başlanıp, zirai ilaç bayilerinde denetleniyor. Oradan geriye doğru diğer kademeler sanki tertemiz!

Ruhsatlandırması ayrı dert, ithal edilen ürünler ayrı dert, ithal ürünlerin denetlenmesi, yurt içinde üretilen ve dolumu yapılanların kontrolü ayrı dert!

Çiftçi denetlenerek, bayilerden satış kontrol edilerek, bütün sorunlar çözülecek, böyle düşünülüyor. Benzer bir örneği zirai mücadele ilaçlarının reçeteli satışı üzerinden verebiliriz.

Sanırım pestisitlerle ilgili sorunlarımızı “Elektronik Reçete” ile sıfırlayacağız. Olabilir mi? Bence olamaz. İlave başka şeyler de yapılmalı.

Bugüne kadar tarımsal üretimde kullanılan ilaçları reçeteli satmıyor muyduk? Hepsi reçeteli satılıyordu. Bu reçeteli satış sorunları çözdü mü? Hayır.

Mevcut reçeteli satışın nasıl işlediğini daha önce defalarca dile getirmeye çalıştık. Bunlar görmezden gelinip elektronik reçete ile çözeceğiz. İnşallah olur.

Elektronik reçeteyi de aynı şekilde yazmayacak mıyız?

Ankara’da adına “B-Reçete” uygulaması denilen sistem bir toplantı ile tanıtıldı. Pilot illerden birisi Ankara olacak. B-Reçete’yi bitki koruma mezunu ziraat mühendisleri yazabilecek.

Yapılan açıklamada geçen ifade şöyle: “Yetkili bir ziraat mühendisi, üreticinin arazisini ve ürününü yerinde inceleyerek hastalığı veya zararlıyı teşhis edecek. Ardından hangi ilacın, ne kadar dozda kullanılacağını belirleyerek dijital sisteme elektronik bir reçete olarak girecek. Bayi de sadece bu reçetede yazan ürünü ve miktarı çiftçiye satabilecek.”

Aslıda eczanelerdeki sistem getiriliyor. Mevcut işleyişteki Yönetmeliğe göre de böyle değil miydi? Bana göre sadece dijital olması bir yenilik.

Ben bu açıklamalardaki yetkili ziraat mühendisi kısmına itiraz ediyorum. Yetkili ziraat mühendisleri kimler olacak?

Pilot bölgelerdeki uygulamada bahsedilen sadece bitki koruma mezunu ziraat mühendisleri mi yetki alabilecek?

Eğer böyle yürürlüğe girecekse kesinlikle yanlış olacaktır. Diğer bölümleri kapatalım, sadece bitki koruma bölümleri kalsın o zaman. Ziraat fakültelerine gelen öğrencilerin büyük çoğunluğunun amaçları arasında zirai, ilaç ve gübre bayisi açmak vardır. Bayilik sınavları hazırlanırken bitki koruma mezunları hedefleniyor, kamuya ziraat mühendisi alırken bunlara öncelik veriliyor, reçete yazacaklar bitki korumacılar olacaksa diğerlerine ne gerek var?

Ziraat fakültesinde hemen hemen her bölüme ders verme şansım oldu ve devam ediyorum. Hastalık-zararlı teşhisi, ilaç etken maddeleri gibi konularda daha fazla bilgiye sahipler düşüncesiyle böyle bir yol izleniyorsa, hatalı olduğunu söyleyebilirim. Bu işin içindeyim. Önce ziraat eğitiminde bırakın revizyonu, reform yapılması gerekiyor. Daha fazlasını yazmayayım…

Eğer böyle olacaksa diğer bölümlere de ayrıcalık mevzuatla konulmalı. Herkesin alanı sınırlandırılmalı.

Bu yapılamıyorsa her ziraat mühendisine eşit yaklaşılmalı. Eşitliği de adil sınavlarla sağlayabiliriz. Sınavlarını geçebilen reçete yazma hakkını elde etmeli.

Not: Tarım sektörüyle ilgili (reçete yazımı gibi) işgüzarların ekmeğine yağ sürecek sözler sarf etmeden önce iyi düşünmeliyiz.