Her birimiz kaderin tecellisi olarak seçmediğimiz bir anne- babadan, seçmediğimiz bir ülkede ve o ülkenin bir yerlerinde, yine seçmediğimiz bir cinsiyetle dünyaya geliyoruz.
Yaratıcımız bu dünya ile başa çıkabilmemiz ve hayatı daha iyi ve faydalı yaşayabilmemiz için klinik hastaların haricindeki her insana öncelikle akıl nimeti, ardından vicdan terazisi, olayları değerlendirip sonuç çıkarabilecek bir kıyas melekesi vermiş.
İçgüdüsel olarak bazı insanlarda icat etme yeteneği sonucu mucitlik özelliği ortaya çıkarken toplumun büyük bir bölümü sadece icat edilenleri kullanarak basit yaşamayı tercih ederler.
Konumuza girelim.
Yalnız yaşamakla başka insanlarla beraber yaşamanın farkı vardır. Yalnızken sadece içgüdüsel tavırlarla yaşayabiliriz ama kalabalıkta diğerlerinin önceliklerini de düşünmek zorundayız.
Dağda bir kulübede ya da bir kamp çadırında bile azda olsa dikkat etmemiz gereken şeyler vardır ama bir köyde, bir şehirde hatta bir apartmanda daha çok şeye dikkat etmemiz gerekmektedir.
Köy hayatının dinamikleri çok daha sadeyken, şehir hayatında bu dinamikler çok daha fazla ve hassastır.
Köyü şehre, şehri de köye taşımak başlı başına bireysel ve sosyal kaos yaratır. İnsan ürünü bir değer olan bireysel ve sosyal davranış kalitesi diye isimlendirilen medeniyet olgusunu, bulunduğumuz şartlara göre uygulamamız biz insanlara yakışan en kaliteli davranıştır.
Mesela, doğal hayattan koptuğumuzdan beri bir çöp çeşitliliği ile karşı karşıya geldik. Her ürüne ambalaj giydirme zorunluluğu çoğu üründe içi içe geçmiş ambalajları zorunlu hale getirdi. Şimdi bu çöpler bütün ülkelerin en ağır problemi haline geldi.
Gelişmiş ülkeler bu durumun ağır bir sorun haline gelmemesi için cezai yaptırımları olan uygulamaları devreye soktular. Çöplerin ayrıştırılarak biriktirilmesi işlemine evden başlanılıyor, apartman önündeki çöpün çeşidine göre renklendirilmiş büyük kovalara, oradan da her çöp için gelen otomatik kamyonlarla arıtma tesisine gidiyor ve sıcak su veya Elektrik enerjisi üretiminde değerlendirilip sıfırlanıyor.
Az gelişmiş ülkelerde ise kendi çöpüyle beraber ağır kokularla ve kötü görüntülerle ceza gibi hayatlar yaşanıyor.
Benim çöpüm bana özeldir duygusunu yakalamalıyız. Bunu öncelikle eğitimle, sonrasında cezası olan kurallarla ve sonrasında medeniyetin bu maddesinin zevkini tadarak motivasyonla halledebiliriz.
Şehirlerin en manzaralı tepelerinde alkol alıp şişelerini istediği yere atan hasta ve az gelişmiş yaratıklar,
Mangalını ormanın kenarında ya da ortasında kontrolsüzce yakıp ateşini ve çöpünü orada bırakan medeniyet yoksunu, açgözlü et ve ot oburu yaratıklar,
Sigarasının izmaritini, içecek şişesini hatta tükürüğünü ulu orta ortalığa utanmadan atan beyin gelişimi tamamlanmamış embesil yaratıklar,
Sokaklarda aracını yüksek müzik, yüksek hız ve egzoz sesiyle süren şuursuz, sevgisiz, terbiyesiz ve kişiliği bozuk yaratıklar,
Problemleri konuşarak halletmeden hemen kavgaya soyunan vahşi yaratıklar;
Siz her topluma yüksünüz. Varlığınızın her safhası başta kendinize ve etrafınızdaki herkese zarardır. Sizin kirli görüntünüzden, ahlaksız davranışlarınızdan başta hayvanlar olmak üzere bütün canlılar zarar görmektedir. Toplumun mutsuzluk kaynaklarından birisi sizlersiniz.
Şehirleri kirleten, kulakları yoran, gözlerin ayarlarını bozan, orman yangınlarına sebep olan, toplumu tehdit eden ve daha sayamadığım birçok zararı üreten kişiler olarak ya kendinizi terbiye edip insan olmanın tadına varın ya da kendinizi iflah olmaz bir bağımlı ilan ederek toplumdan tecrit edin.
EY ANNE BABA OLMAYA KARAR VERMİŞ YA DA OLMUŞ ÇİFTLER, TOPLUMA BÖYLE BİR EVLAT YETİŞTİRMEK İSTEMİYORSANIZ ÇOCUĞUNUZA İLK VERMENİZ GEREKEN ŞEY GÜZEL İSİM, ARDINDAN DA GÜZEL AHLAK OLMALIDIR. BUNLARIN EKSİKLİĞİNDEN DOLAYI ORTAYA ÇIKAN SONUÇLARDAN İLK SORUMLU KİŞİLER DE SİZLERSİNİZ.
Lütfen artık medeni olmaya, medeni olduktan sonra medeni kalmaya, sonrasında da medeniyet çıtasını daha da yükseltmeye bireysel ve toplumsal olarak gayret edelim.
Bir notla bitireyim: Bugün adına MEDİNE dediğimiz şehrin Peygamberimizden önceki ismi YESRİP idi.
Bu konuda biraz düşünelim isterim.
Hoşça kalmaya gayret ediniz.