Milli takım uluslar liginde denizi geçip, çayda boğuldu. Rusya gibi grup lideri demek ki son rallide form düşüklüğü yaşadı ve hepimizi yanılttı. Çünkü milli maç sırasında Sırbistan Rusya’ya tarihi fark attı. Söz konusu bizim maça gelmeden önce Rusya maçındaki galibiyetin veya oynanan oyunun belirleyici olmadığını gördük.
Belki de son yılların en dinamik ve gelecek vaat eden savunma hattına sahibiz ancak mevcut ekibi uyumlaştırma noktasında eksik kalındı. Çağlar’ın eksikliği söz konusu olduğu için Merih ve Ozan stoper mevkiinde uyum problemi oldukça göze çarptı. Ama takımda artık bu kadar maçtan sonra hiç birlikte oynamamış oyuncuların bir arada olması anlayışı söz konusu değil. Dolayısıyla takım belli noktalarda önemli sorunlar baş göstermiştir. Söz konusu noktalardan biri de Nazım’ın performansı oldu. Milli takım seviyesinde her bir bölgede oynayan oyuncuların performansı üst düzeyde olmak zorundadır. Bizim evladımız da dahil olmak üzere her bir oyuncuyu özel olarak bireysel performanslarını düşünmek durumundayız.
Öte yandan takımda ön plana çıkan performansıyla bu yıla damga vuran tek oyuncu Hakan Çalhanoğlu, yine elinden geleni yaptı. Özellikle Caner’in kanat bindirmelerini yönelik bireysel gayreti de göz doldurdu. Keza Avrupa liginde göz dolduran Yusuf Yazıcı neden ilk on birde başlamadığını anlamak mümkün değil. Çünkü oyuna girdiği andan itibaren hücuma daha çok zenginlik kattı. Böylesine pozisyona girip iki farklı skorla gol atamadan sona eren maçın bahanesi olmaz. Futbolun cilvesine maruz kaldığımız için bu takımın biraz daha zamana ihtiyacı olması hepimizin beklentilerini kursağında bırakıyor.
A Milli Takım’da oyuncuların kulüp performansları göz doldururken ulusal takım düzeyinde böylesine performans kabul edilebilir değil. Burada oyuncuların ulusal takım düzeyinde daha yapısal atılımlara ihtiyaç var. Kalan maçlarda daha güçlü sahalara dönmek arzusu taşıması dileğiyle…
Sporla kalın.