Çocukluğumuzda neşe ile kutladığımız 23 Nisanlarda “Bugün 23 Nisan/Neşe doluyor insan” diye şiirler okurduk. Kelimenin tam anlamı ile neşe dolardık. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk tarafından biz çocuklara armağan edilen tek ve ilk bayram olan 23 Nisan’a günler öncesinden hazırlanır mutlaka bizi heyecanlandıran ve neşelendiren etkinlikler yapardık. Bugün maalesef çocuklarımız bu neşeden çok uzaklar. Umarım tekrar eski günlerde olduğu gibi bu anlamlı gündeki bayramımızı kutlamak mümkün olur.
23 Nisan 1920 TBMM’nin açılış tarihidir. Tarihi bir dönüm noktası. Ülke emperyalist güçler tarafından pay edilirken ülkenin başında bulunan padişah kendi ikbali için memleketin ikbalini emperyalist güçlere peşkeş çekerken Anadolu’nun bağrından çıkarak son Türk yurdunu “ya istiklal ya ölüm” parolası ile savunmaya geçen ve bunda da önemli bir mesafe alan Kuva-yı Milliye’nin mücadelesinin tescil edildiği bir tarihtir 23 Nisan 1920. Bu tarih millî hakimiyetin tesis edildiği tarihtir ve bu yüzden ilk bayramımızdır. 1921’den itibaren “23 Nisan Millî Bayramı” olarak kutlanmaya başlanır. Aslında 23 Nisan Bayramı tarihi süreç içerisinde üç bayramın birleşmesi ile kutlanmaya başlanan bir bayramdır. İlk meclisin açılması ile başlayan 23 Nisan Millî Bayramı, ardından 1 Kasım 1922’de kaldırılan Saltanat ile kutlanmaya başlayan Millî Hakimiyet Bayramı ve 1927’den itibaren Himaye-i Etfal Cemiyeti’nin kutlamaya başladığı Çocuk Bayramı birleştirilir ve bugünkü adı ile Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı şeklinde kutlanmaya devam ediyor.
1933 yılında Gazi Mustafa Kemal Atatürk, makamında çocukları kabul ederek onlarla sohbet etti. Böylelikle 23 Nisan günü sembolik olarak bir günlüğüne makamlar çocuklara bırakıldı. Hatta aynı tarihte Millî Eğitim Bakanı Reşit Galip Bey, çocuklar için bugün tartışılır hale gelen ve okullarda okutulması kaldırılan “Andımız” şiirini yazdı ve çocuklar tarafından da bu şiir okundu. 1933 yılında Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün çocuklara verdiği değeri ve onlara olan güvenini gösteren bu güzel gelenek maalesef 2012 yılındaki yönetmelik değişikliği ile kaldırıldı, 2013 yılından itibaren de bu karar uygulandı.
1975 yılından itibaren TRT kutlamalara programlarıyla destek vermeye başladı. Tüm dünyadan Türkiye’ye gelen çocuklar, kendi kültürel farklılıklarını “çocuk olmak” ortak paydasında Atatürk Türkiyesinde neşe ile kutladılar.
Geçen zaman içerisinde neşemizi söndüren olaylara bakıldığı zaman 23 Nisanlarda artık neden neşe dolamadığımız da gayet açık bir şekilde görülüyor. Andımız kaldırılmış; sembolik olarak makamların çocuklara bırakılması kaldırılmış; TRT’nin kutlamaları kaldırılmış! Eğer bir ülkede millî şuuru ayakta tutacak ve çocuklarımızı bu şuur ile yetiştireceksek millî bayramlarımıza gereken önemi göstermek ve bu değeri vermek zorundayız. Bu ülkenin kırmızı çizgisi Atatürk çizgisidir. Bu çizgiden vazgeçmek gibi bir lüksümüz de yok. Yine yeniden neşe dolmak, mutlu olmak istiyorsak bu çizgiye sahip çıkmak zorundayız. Hatta zorunda değil, buna mahkumuz!