Gelin bundan tam 23 yıl öncesine gidip, sonra da günümüze dönerek size “Kadınlar Plajı”nın neden çok önemli ve gerekli olduğu üzerinde duralım. Önce bu hizmeti gerçekleştiren kişiyi bir kez daha kısaca anlatayım. Sonra bu hizmetin bazıları tarafından bir türlü kabul görmeyen, yok sayılan halk kesimleri açısından (şahsi bir örnek ile) önemini dile getirmeye çalışayım.
Ben Menderes Türel’i tanıdığımda 17 yaşındaydım. Yeni İleri Gazetesi’nde Genel Koordinatör olarak görev yapan ve henüz 27 yaşında bir insan vardı karşımda. Üstelik daha bu yaşına gelmeden İleri Gazetesi’nin patronluğunu yapmış, Antalyaspor’da son derece önemli görevler üstlenmiş, cemiyet hayatında yeri olan, kısaca hayatı her yönü ile dolu dolu yaşayan ve son derece başarılı bir insan vardı karşımda. Yani o tarihteki E Medya’da görev yapan daha birçok önemli ağabeyim ile birlikte kesinlikle örnek alınması gereken bir isim vardı karşımda. Bende öyle yaptım.
Bugün 40 yaşındayım ve 23 yıldır şayet bu şehirde bir şeyleri başarabildiysem, işte o günlerin örnek aldığım büyüklerime borçluyum bunu ve bunlar arasında da en önemli isimdir Türel. 23 yıl önce de toplumun her kesimine, kendi fikrinden olsun, olmasın, kendi hayat tarzını yaşasın, ya da yaşamasın, saygılıydı, sevgiliydi Menderes Türel. 23 yıl önce de cesurdu, 23 yıl önce de mükemmeliyetçiydi Türel. Kendimi buna en canlı örnek olduğum için anlattım. Şimdi dönelim bana ve konuyu bağlayacağım asıl meseleye…
17 yaşındaydım ailem ile birlikte bu şehre taşındığımızda. Kısa sürede aşık olduk biz Antalya’ya ve şükür ettik yıllardır. Çoluk, çocuk, eş, dost, bu şehrin tüm nimetlerinden faydalandık. İlk tanıştığımızda birçok kişi bizi burada doğmuş, büyümüş düşünür. Mesela; Denizini çok sevdik. Ancak hep bir yanımız eksik kaldı. Boyun eğdik, razı olduk, ses çıkaramadık bu eksikliğe. Yalnız bizim için değil, bugün nüfusu 2 milyonu geçen Antalya’nın belki de yarıdan fazlası için geçerliydi bu eksiklik.
Neydi peki bu eksiklik?
Annemdi. 23 yıl boyunca bazen akşamları ayağını sokabileceği küçük kaçamaklar yaptırmak dışında, tek bir gün bile denizin dibinde yaşarken, denizi göremedi anacığım. Çünkü; 635 kilometre sahili olan Antalya’da, 1 kilometrelik bile bir alanları yoktu hayatı kendisi gibi yaşamayı tercih eden kadınlarımızın.
Düne kadar cesur ve delikanlı bir yönetici de çıkmadı bu şehirde. 23 yıl önce tanıyıp, bugüne kadar hep örnek aldığım (siyaset hariç) Menderes Türel “Yeter artık. Biz kadınlarımız için pozitif ayırım yapacağız” diyene kadar. Herkesin ailesinde, sülalesinde, yakınında vardır mutlaka benim annem gibi kadınlarımız. Başta bu işe itiraz edenler olmak üzere.
Baksınlar çevrelerine. Bu hizmet bizim kadınlarımız, bizim insanlarımız için. Baksınlar çevrelerine, göreceklerdir. Görmek isterlerse, bu hizmetin önemini de anlayacaklardır. Tabii ki toplumun tüm kesimlerini seviyor ve toplumun tüm kesimlerinin her hizmetten yararlanması gerektiğine inanıyorlarsa. Sonuçta bu şehirde 634 kilometreye karşılık, 1 kilometreyi bile bulmayan bir sahilden söz ediyoruz. Buna itiraz etmek, bunun üzerinden farklı bir siyaset yapmak bana göre tek kelime ile “salaklık”tır. Veya bu gerçeği görmezden gelmektir.
Halkın bu beklentilerini göremediği için birileri bıkmadan usanmadan halktan tokat yemeye devam etmektedir. Bundan sıkılmak yerine, bazıları her tokat sonrası diğer yanağını millete çevirmektedir. Ne diyeyim? Buda onların tercihi, saygı duymak gerekir.
Allah senden razı olsun Türel. Bu yaştan sonra anacığım denize zor girer ancak en azından senin bu adımınla, doktor tavsiyesine uyup, gidip arada bir ayaklarını tuzlu suyla buluşturacaktır. Duaları zaten seninleydi, bu adımla dualara dualar da eklenmiştir. Bu şehirdeki on binlerce kadınımız ile birlikte. Bana da bir evlat olarak “Allah kabul etsin” demek kalmıştır.
Kolay gelsin amca