Seçimler için son iki gün.
Antalya’nın YALAN ustası Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın’ın görevdeki 1823’ncü günü. Bıkmadı, usanmadı yalandan, dolandan, iftira ve tezgahtan. Bıkmadı, usanmadı kavgadan, çekiştirmeden, dedikodudan. Bakın seçim önü yine en iyi bildiği işleri yapıyor. Ancak bu sefer ne yaparsa yapsın kısa sürede TOKAT gibi yanıt geliyor. Acaba bizim başkan bundan utanır mı?
Son yalanı yine rakibi Ak Parti Adayı Menderes Türel ile ilgiliydi. Güya Türel’in İspanya’nın Valencia kentinde villası vardı. Diyelim ki vardı. Helal para ile alındıysa ne var bunda? Ancak böyle bir villa olmadığı ortaya çıktı. ÜSTELİK İSPANYA Devlet makamlarına yapılan müracaat ile alınan tartışmasız resmi belgeler ile böyle bir villa olmadığı ortaya çıktı. Ah Antalyam ah!.. Bizim başkan sizce utandı mı? Elbette hayır.
Akaydın korkuyor. Hem de çok. Neden korktuğunu anlamamız içinde çok zaman kalmadı. Bekleyin, göreceğiz.
Bu arada dün şahit olduğum bir meseleden söz etmek istiyorum. Bırakalım Akaydın kendi saçma sapan gündemleri ile meşgul olsun. Bir kez daha milleti kandırabileceği hayalleri ile hareket etsin. Dünkü mesele, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Van mitingi. İzleyen herkes fark etmiştir. Ses kalmamış Başbakan Erdoğan’da. Günlerdir o mitingden, bu mitinge gitmekten, günde bazen üç, bazen dört en az iki miting yapmaktan ve halka seslenmekten bitap düşmüş ancak vazgeçmemiş. Neyden mi? En büyük nimeti olan halkın karşısına çıkıp, o halde bile seslenmekten. Kendisini bekleyen on binlerin karşısına ne olursa olsun çıkmaktan asla usanmayacağını ispat etti bir daha. Böyle bir lider dünya üzerine kaç kez gelir? Biz hafif bir baş ağrısıyla bile program iptal eden çok siyasetçi gördük.
Ve dün yayınlanan benim de adımın geçtiği bir haber. Çok güldüm ama niye çok güldüğümü ben ve yakınlarım biliyor. Muhtemel yanlış anlamalara karşı anlatayım da, Antalya kamuoyu da gerçekleri bilsin. Bu haberi yapan Bizim Antalya Gazetesi zahmet edip, bir telefon açsaydı, onlar da meselenin gerçek yönünü öğrenirdi. Belli ki ‘bir gazetecinin neden dinlendiği merak konusu oldu’ diyerek, kendince şüphe uyandırmaya çalışan bu insanların gerçeği öğrenmek gibi bir derdi yok.
Haber, Ak Parti Antalya Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Menderes Türel’in üzerine kuruluydu. 2008 yılında bazı kişileri dinlettiği iddiası vardı. Bu kişilerden biri de yaratılmaya çalışılan algı ile güya bendim. Bak sen şimdi! Çok ayıp etmiş Menderes Türel. Neyimi dinledin ki benim?
Şaka şaka! Ciddiye almayın sakın. Elbet de böyle bir şey yok. 2009 seçimlerinden önce Menderes Türel’e atılan aynı iftira, 2014 yılında sahneleniyor. Bu kaçıncı perde? Sayısını unuttum. 2009 seçimlerine günler kala bu konu gündeme getirilmiş, hatta bazı isimler de sanki dinleme meselesinin içerisindeymiş gibi lanse edilmişti. Biri de bendim. Seçim bitti ve biz savcının kapısına gidince anladık ki, dinleme yapan değil, dinlemeler sonucu mağdur edilmiş kişilerdik. Yani seçime günler kala suçlu gösterilen kişilerin, seçimden üç gün sonra aslında mağdur edilmiş kişiler olduğu ortaya çıkmıştı.
Nasıl mı? Çeşitli nedenlerle savcılık makamı tarafından dinlemeler yapılmış, dinlenen kişilerde suç unsuru bulunmayınca da bu kayıtların imha edilmesi istenmişti. Adı geçen astsubayın bunları imha etmek yerine elinde tuttuğu tespit edilince de hakkında dava açılmıştı. Bu arada kaydı olan kişilerin hepsi için suç şüphesi ile dinlenmedi. Dinlemelere takılıp, kayıtlı kalanlarda var. Hepsi bu. Dinleme işi savcılık kararı.