Bu hafta korku ile ilgili bir çocuk kitabı geçti elime. Aslında elime geçti demek doğru değil ben satın almışım ve oğlumun odasına kitaplığa koymuşum sonra unutulup gitmiş. Ne zaman nereden aldığımı hatırlamıyorum. Sayfalarını öylesine karıştırmaya başladıktan birkaç dakika sonra ciddi ciddi okumaya başladım ve bunun sadece çocuklara hitap eden bir kitap olmadığını, biz yetişkinlere de çok iyi geldiği fark ettim. Korkularım üzerinde düşünmeye başladım. Nelerden korkuyorum ben? En çok belirsizlikten!
Belirsizlik içeren ve sonucunu tahayyül edemediğim her şey derin korku veriyor bana. Sosyal medya hesabımdan en çok nelerden korkarsınız diye bir anket açtığımda ise cevapların çoğu sevdiklerini kaybetme korkusu, hemen ardından bilinmeyene olan korku olarak geldi. Bu bilinmeyen ve belirsizlik biraz da beklemek içeriyor olabilir mi?
Beklemekten korkulur mu hiç dediğinizi duyar gibiyim. Biz size dönüş yapacağız cümlesini duyup ayrıldığınız iş görüşmesinden sonraki beklemek desem. Hastanede yaptırdığınız tahlillerin sonucunu beklemek desem. Büyük bir kavganın ardından sevgilinizden gelecek mesajı günlerce beklemek nasıl? Bunlar kendimizi güçsüz hissettiğimiz ve belirsizliklerle dolu zamanlar öyle değil mi? Beklemenin içinde de bir kontrolsüzlük var. Kimini hava durumu ile ilgili belirsizlik, kimini trafikteki belirsizlik rahatsız eder. Aslına bakarsanız sevdiklerini kaybetmenin ardında bile bir kontrolsüz kalma ve belirsizlik vardır. Onlarsız nasıl yaşayacağımızı bilmiyoruz ve kendimizi kontrol edemeyeceğimizi belki hayatımızın o şekilde baş edilemez bir hale geleceğini zannediyoruz.
Korkularla ilgili okuduğum bir başka kitapta ise şöyle yazıyordu; Belirsizlik ve olasılık bir madalyonda sırt sırta. Bunun anlamını düşünüyorum. Ne demek istiyor olabilir?
Nice güzel haberler aldık, nice başarılarımız oldu, nice korkularımız sevince döndü, bize stres veren onlarca şey sonradan şükür sebebimize dönüştü. Belirsizlikler bir gün geldi hikayemizi gösterdi. Yaşam sonsuz olasılıklarla dolu hiç bir şey sabit değil. Sürekli belirsizliklere takılıp yerimizden kıpırdamaktan korkarsak kaygılarımız yüzünden başlangıçlardan kaçarsak en başarılı adımlarımıza gidecek yoldan vazgeçmediğimizi de bilemeyiz öyle değil mi? Yani madalyonun bir tarafında belirsizlik varsa diğer tarafında sonsuz olasılıklar var.
Belirsizlik korkusunu hareket ederek yok edebilirmişiz. Bizler belirsizliği felaket olarak yorumluyoruz ve kendimizi korkutuyoruz. Madalyonu ters çevirmeyi bilmiyoruz. Gelecekteki olaylar belirsizdir, artık güvensizlik ve çaresizlikle boğuşarak gelecekten korkmayı bir kenara bırakmaya karar verdim. Ne olursa olsun iyi olmanın bir yolu, iyiyi düşünmenin faydası vardır. 2023 yılında madalyonu ters çevirmeye ne dersiniz?