Devre arası transfer dönemi gelirken, soluğu İtalya’da alan Antalyaspor yönetimi yüksekten uçmaya devam ediyor. Kulislerde adı geçen Pirlo, bütün Antalyaspor severler gibi beni de heyecanlandırıyor. Pirlo şu anda yeşil sahalarda yaşayan efsane olarak anılıyor. Kariyerini anlatmaya buradaki sütunlar yetmez. Eto’o gibi Pirlo da dünya futbolunda sansasyon yaratacak ve kulübün adı yine dünya basınında geçmeye devam edecek. Bugün Eto’o ile tribünlerde nasıl keyifle maç izliyorsak, Pirlo ile futbolun başka güzelliklerini izleyeceğimizden şüphe duymuyorum. Antalya Arena için önemli bir yıldız olacaktır. Ancak Antalyaspor açısından bu durum çeşitli spekülasyonları da beraberinde getirir.
Bir dönemin Cosmos takımını hatırlayanlar bilir, kariyerinde son dönemini yaşayan efsane futbolcuların emekliye ayrıldığı son duraktır. Dolayısıyla sezon başında Eto’o gibi Ronaldinho da transfer edilebilseydi Cosmos takımı gibi olurdu. Bu efsane isimlerin biri Eto’o Antalyaspor için şarttır. Ancak ikinci süper star performansa dayalı günümüz futbolunda her takıma ağır gelir. Çünkü bireysel performanstan öte takım performansını fiziksel anlamda oldukça düşüreceğinden ve rakip takımların da bunu fırsata dönüştüreceği düşünülürse Antalyaspor’u oldukça yıpratabilir. Özellikle takımın son haftalarda düşen performansı göz önünde bulundurulursa Pirlo’nun bu şartlar altında oynatılması intihar olur. Yani mesele Pirlo’nun oynaması değil. Takıma bu haliyle monte edilmesi sistem dışına fazlasıyla iter. Çünkü nasıl Eto’o ve onun çevresindeki oyuncuların takım işleyişini eleştiriliyorsa, aynı hüsranı Pirlo gibi bir yıldız oyuncu ile yaşanması kaçınılmaz.
Bana göre ülke futbolunun madeni Altınordu’dan alınması için ön sözleşme yapılan Gökhan Yılmaz ve Halil İbrahim Tuna Antalyaspor için daha önemli transferlerdir. Bu gençlerin takıma kazandırılması durumunda takımın yapısal sorunları olan defans ve orta saha mevkiine çare olabilirler.
Galatasaray maçı Teknik Direktör Yusuf Şimşek Hoca’nın geleceği açısından bir kıstas haline dönüştürülmesine oldukça üzüntü verici buluyorum. Tamam bir takım çevreler hocanın takımda kalmasını istemiyor olabilir, ancak böylesine bir ortamda hocanın kaderini tek maça bağlamak oldukça yersiz. Yusuf Şimşek takımını içinde bulunduğu girdaptan çıkarabilecek şu anda tek kişidir. Bunu yapamazsa zaten kendisi de bu takıma zarar verdiğini anlayıp, istifasını isteyecektir. Çünkü 7 maçlık cezanın da kabul edilebilir bir açıklaması da yoktur.
Sporla kalın.