Galip gelsen lidersin.
Prestij anlamında, ülkenin spor gündemine oturma açısından reklamın hat safhada olacak.
Rakip evimizde Galatasaray.
Zor bir müsabaka mı?
Evet.
Rakip yorgun mu geliyor?
Evet.
Avantaj, dezavantaj göreceli kavram.
Hangi pencereden bakacağına bağlı.
Kaleyi bulan isabetli şutun var mı?
Yok.
Topla oynama yüzden rakibe göre içler acısı.
Pas;
Galatasaray 602 Antalyaspor 284.
Kısaca galip gelmeyi hak etmemişsin.
Buraya kadar tamam.
Aklıma yatar.
Ya beraberlik bu kadar mı zor?
Golcüsü olmayan.
Yaptığı ortaların cılız kaldığı bir rakip ile bu kadar geri yaslanmanın anlamı nedir?
Şimdi oyunun gidişatı belli.
Antalyaspor Teknik Direktörü Bülent Korkmaz’ın beraberliğe razı görüntüsü var.
Belki haklıda.
Drole, Mevlüt, Barrada sakat..
Hücum anlamında sonradan oyuna girip maçı değiştirecek oyuncun var mı; yok!
Peki rakip takım antrenörü ileri uca ön libero ve liberosunu oyuna sokarken beraberliğe razı olan Bülent hoca neden hiç bir şey yapmadı!
Maç boyunca yaptığın oyuncu değişikliğin iki.
90 dakikada özellikle rakip bu kadar üstümüze gelirken neden son değişiklik hakkı kullanılmadı?
Hele ki rakip antrenörün bu sistemine..
Salih, Osman ya da Bahadır oyuna girmeliydi.
Toparlarsak;
Beraberliği hak ettiğimiz bir karşılaşmaydı.
Mağlubiyet ağır oldu.
Bir sözüm de maçın hakemine, al gülüm ver gülüm maçlarını iyi yönettiğin doğrudur.
Fakat hangi kritik kararlar olursa inandırıcılığın yok.
Bugün Antalyaspor hakkını yedin. Bir sonra ki hafta başkasının.
Anadolu takımlarının gücünü görmezden geliyorsun.
Bu maçın ardından sana ne yazsak kaldırır.
Kısaca olmadı.
Cüneyt Çakır.