Antalya'da bir cumartesi akşamı...
Saat 17:30 civarı..
Yağmur hafiften çiseliyor.
Maç vaktine 2 saat var...
Günlerden cumartesi olunca yapılacak şey çok.
Havada kapalı ortam için ideal...
Ayriyeten maç canlı yayında TV'de..
Kısaca ayaklarını uzatıp pijamaları çekip keyfine bakarak da izleyebilecek olduğun bir maç.
Tabi bu Antalyaspor sevgisi var yaa....
Bunların hepsini elemeye yetiyor.
Yağmur şiddetini arttırdıkça.
Sevgimiz daha da kabarıyor...
Sırılsıklam vaziyette tribünde yerimizi alıyoruz.
Fakat asıl mevzu bundan sonra başlıyor.
2 takım da bizim. Biri Antalya biri Alanya..
Gönül gözüyle izliyoruz maçı.
Objektif olmak önemli meziyet çünkü..
Ayakları yere basan takım Alanya.
Yürüyecek mecali olmayan Antalyaspor'u 4-0’lık net bir skor ile hezimete uğratıyor.
Sezon başından beri söylediğim Antalyaspor defansı bu maçta da tel tel dökülerek rakip forvetlere gol atması için davetiye çıkartıyor..
Antalyaspor adına bu mağlubiyetin sorumlusu antrenör ve defanstır.
Hami hoca geldiğinde abartılmamalı temkinli olunması gerektiğini söyledim.
Yazılarımın altına o biçim yorumlarda gelmişti.
Onlara şimdi ne oldu falan demiyorum.
Durum zaten ortada.
Eğer biz bu yağmurda çamurda her şeyi feda edip o tribüne gidiyorsak sizde top oynanacaksınız..
Bazı şeyleri yazmıyorsak emin olunsun takımımızı yıpratmamak adınadır.
Yoksa oyun içinde haftalardır ele alınacak bir tane iş yok..
Gidişat hoşuma gitmiyor.
Düzelir miyiz?
Umut iyidir...