Bir devrin tüm as ve klas futbolcuları cennette buluşmuş. Cennetin baş meleği de futbol meraklısıymış. Şeytanı çağırtmış:
-"Cennetle cehennem arasında bir maç düzenleyelim ne dersin?"
-"Boşuna oynamayalım, biz kazanırız", demiş şeytan.
-"Olur mu en iyi futbolcular bizde, ne kadar da kötü futbolcu varsa sizde..." Şeytan şeytanca gülümsemiş:
-"Ama bütün hakemler de bizde..."
Rakip deplasmanda Konyaspor...
Camia, futbolcular, taraftar 3 puana kilitlenmiş...
Hafta içi kiminle konuştuysam tek derdi Konya'dan alınacak galibiyet.
Nitekim cefakar taraftar otobüslere atlamış, Konya yolunu tutmuş.
Kar kış demeden tribünde yerini almış..
El Kabir'in golüyle öne de geçmişiz.
Buraya kadar her şey tamam...
Tabi filim sonradan başlıyor.
Uydurma bir penaltı...
Haksız kırmızı kart..
Antalyaspor'un 9 kişi kalıp 2 puanı kaybetmesini sağlıyor.
Yazının başına, sonuna, ortasına ne yazsan kaldırır.
İster hakkımız yenildi de.
İster 3 puanımız gasp edildi..
Ama ben daha kibarını ve hak etmeyeni değil..
Hak edenleri konuşurum..
Kimdir onlar?
Kırmızı beyazın hakkını sonuna kadar veren teknik ekip ve futbolcular.
Mağlup da dönebilirdik.
9 kişi kalınca farka da gidebilirdi.
Hiç fark etmez..
Biz şuna inanmalıydık.
"Bu takıma güveniyoruz".
Skor ne olursa olsun terinin son damlasına kadar formasının hakkını veren ekibimiz var!
O yüzden Antalyaspor 9 kişiyle Konya'da tarih yazmıştır.
Alınan puan da cabasıdır!