Antalyaspor uzun bir aradan sonra deplasmanda kazanmayı başardı ve takım kendine gelme sinyallerini verdi. Sistem olarak saha içinde önemli değişiklikler yaparak rakibe az pozisyon veren Antalyaspor amacına ulaştı. Burada teknik ekibin çabası hem dokunuş olarak hem de skora elde etme açısından öne çıktı. Dolayısıyla deplasmanda oyun nasıl kazanılır demekten ziyade, Antalyaspor nasıl bir takım görüntüsü bu maçta ortaya çıktı.
Antalyaspor açısından deplasman maçları kısır bir izlenim veriyordu. Takım olarak rakip sahada bırakın gol atmayı, pozisyon üretme noktasında hiçbir verimli organizasyon olmuyordu. Fakat bu kez dersine iyi çalışan Yivli Arma, Sivas deplasmanında sanki ev sahibi gibi oynadı. Burada takım üzerindeki baskı ve kara bulutlar biraz olsun dağıldı.
Sistem olarak ve rotasyonda takım üzerinde geliştirilen strateji bu oyunla verimli oldu. Nitekim Antalyaspor sezonun ikinci deplasman galibiyetini rahat kazandı. Rakibin kanat organizasyonları başta olmak üzere gol silahlarını önemli ölçüde kilitledi. Bu tablo teknik heyete kredi kazandırır. Maçın en çok öne çıkan oyuncularından biri şüphesiz Larsson oldu. Geldiğinden beri bu oyuncunun profesyonel ligde ne işi var diye sorgularken, kaleye şut atan ve asist yapan bir role soyunması kumaşını ortaya çıkardı. Öte yandan savunmada çakılı üçlünün yanı beklerden gelen akınlar rakibi zor durumda bıraktı. İşte bu oyun anlayışı maçın sadece skorunu tayin etmedi, aynı zamanda takımı kendine getirdi. Hücumda verimsiz bir takımdan, artık daha dengeli ve aklı başında bir Antalyaspor görüntüsü oluştu.
Sezon içinde mutlaka inişler çıkışlar olabilir. Bizim inişimiz çok uzun olmuştu. Çıkışımız da daha uzun olsun. Üst üste seri galibiyetlere ihtiyaç var. Başarılı Antalyaspor, şehre ekstra motivasyon katıyor.
Sporla kalın.