Ülkemizde son yıllarda doğum oranının azalması genç nüfusun azalmasına yaşlı nüfusun çoğalmasına neden oldu.
Türkiye'de doğum oranı gün itibarıyla 1,8 oranına düşmüş durumda.
Bu durumda doğal olarak oluşan nüfusun ülkemizin sosyal ve ekonomik koşullarına etki yaptığı da reel olarak gözükmektedir.
Ülkemiz yaşlılıkta dünyada 184 ülke arasında 67. sırada bulunuyor.
Ülkemiz nüfusunun 8,5 milyonu yaşlı kategorisinde gözükmekte.
Ülkemizde yaş ve yaşlanma oranları nüfusumuzun hayatın ne kadar içinde olduğunun bir göstergesidir.
85 milyonluk ülkemiz nüfusunun toplumsal olarak ekonomik fiziksel zihinsel ruhsal durumu toplumumuzun enerjisini verimselliğini bize gösterecek olgudur.
Burada mühim olan ülkemizin bütün yaş kategorilerinin kendilerine ailelerine çevrelerine hayatın içinde ne kadar olduğu.
Toplumumuzun bütün yaş gruplarının ülkemize katkısı psikolojileri hayata bakış açıları hayattan beklentileri kişisel hedefleri fiziksel hareketlilikleri ekonomik ve sosyal hayattaki beklentileri ne kadar yüksek olursa ülkemizin yaş yüzdesinin öneminin önüne geçer.
Toplumlarda yaş oranının yüksek oluşması durgunluk yavaşlık sakinlik gibi kavramlarla eş tutulmaya devam ediyor.
Ülkemizin bu klasik tanımlamayı bozması insanlarımızın kendilerine verdikleri değerle kendilerine duydukları saygıyla hedeflerine ulaşma isteğiyle eş orandadır.
Esas olan toplumumuzun dinamik ve enerjik şekilde yaşamasıdır.
Yaş oranlarının kağıt üzerindeki ağırlığı yaş gruplarının vazgeçmemesi ile direkt olarak ilgilidir.
O yüzdendir ki ülke olarak bütün yaş gruplarımızın yapabilecekleri bütün aktivitelerin içinde olması ve verimliliğinden asla pes etmemeleri ile ilgilidir.
Gönlünüz ve kalbiniz kendinizi hangi yaşta hissediyorsanız öyle yaşamakla geçirsin.