Çağımızın en büyük sorunlarından birisi birbirini anlamayan ya da anlamazlıktan gelen insanların birbirleriyle olan etkileşimlerinde yaşanan iletişim kazalarıdır.
Birbirini anlamayan insanların birbirlerini kırdıkları döktükleri zaten bilinen vakalar.
Fakat bir de iki insan arasında gün yüzüne çıkmamış kırıp dökmeler var.
Kendisini anlatma uğruna gerek yüz yüze gerekse telefonda sesini yükselterek karşısındaki insanın sessizliğini de görerek bağırıp çağırarak kendisini haklı çıkarmaya çalışanları görebiliyoruz ya da yolda siz yaya giderken yaya olarak yanınızdan geçerken ya da arabayla yanınızdan geçerken görmemezliğe gelenlerin olduğunu da biliyoruz.
Bazı insanların karşısındaki insanın kırılmasının farkında olmaması kadar bazı insanların da bu kırılmaların umurlarında olmadığını da biliyoruz.
İnsanların birbirlerini kırmadan da kendilerini anlatabilme olanakları vardır.
Adam evinden çıkarken arabasının anahtarını unuttuğunu anlayınca odaya gider, anahtarını alırken anahtarının üstünde olduğu sehpanın tozlu olduğunu görünce adam parmaklarıyla tozlu sehpanın üzerine ‘Seni Seviyorum’ diye yazar, televizyon ekranında toz görünce televizyon ekranına da ‘Seni Seviyorum’ diye yazar ve evden işine gider.
Adamın eşi tozlu sehpadaki ve televizyon ekranındaki ‘Seni Seviyorum’ yazılarını görünce tozları silip eşine telefon açıp ‘Ben de Seni Seviyorum’ der.
Bu ikili iletişim bize gösteriyor ki insanlar birbirini kırmadan da anlaşabiliyor.
Birbirleriyle iletişim halinde olan iki ayrı insanın birbirlerini rencide etmeden, birbirlerini incitmeden söylemlerini tavır ve davranışlarını yapabilmeleri kendi vicdan kalp ve gönüllerinde yara bırakmamış olur.
Gönlünüz ve kalbiniz kırmadan dökmeden anlaşabildiğiniz insanlarla olsun.