Türkiye'nin deprem gerçeği ile bir kez daha çok acı bir şekilde yüzleştik.
Kahramanmaraş Pazarcık’ta 6 Şubat'ta meydana gelen ve 11 ili etkileyen 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki iki depremin yarattığı büyük yıkımın şokunu henüz atlatamadan felaketin 15'inci gününde bu kez Hatay'da art arda kaydedilen sarsıntılar, bilançoyu daha da ağırlaştırdı.
13.5 milyon vatandaşı direkt etkileyen depremlerle yüz binlerce ailenin ocağı söndü.
Tüm ülke kan ağlıyor.
Devletimiz, sivil toplum örgütlerimiz ve tüm halkımız bu yaraları bir an önce sarmak için tüm güçleriyle çalışıyor. Bu birlik ve beraberlik ruhunu deprem öncesi de yakalayamaz mıyız?
Deprem, aniden ve beklenmedik bir şekilde gerçekleşen doğal bir afet ancak deprem anında doğru davranışlarla ve önceden alınacak önlemlerle hasarı azaltmak ve hayat kurtarmak mümkün.
Aynı acıları yaşamamak, gerçeklerle yüzleşmek ve radikal kararlar alarak eylemleri tavizsiz bir şekilde uygulamak için daha neyi bekliyoruz?
Binaların depreme dayanıklı olabilmesi için devletin tam seferberlik ilan etmesi, önlemlerin bir an önce alınması gerekiyor.
Felakette hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum. Tüm Türkiye'ye geçmiş olsun diyor, tekrarının yaşanmamasını temenni ediyorum.