Yaşantımız boyunca bilerek veya bilmeyerek hatalar yapabiliyoruz. Başkaları da bize bilerek veya bilmeyerek hatalar yapabiliyor.
Fakat bu hatalar tekrar ederek yanlışlar yumağına dönüşebiliyor.
Bizim yaptığımız hatalardan ya da yanlışlardan başkaları maddi manevi zarar görebiliyor, başkalarının bize yaptıkları hata ve yanlışlardan biz maddi manevi zarar görebiliyoruz.
Bazen de artı yönde birilerine yapılan pozitifliklerden sonra o kişinin haince geri dönüşleri ya da nankörlüğünden dolayı pişmanlıklar yaşanabiliyor.
Bu tür pozitif kişisel yanlışlıklarımızdan dolayı iç dünyamızda kendi kendimizden özür ve af dilemimiz gerekiyor.
Çünkü bütün iyi niyetinizle birisine fayda getirecek girişimleriniz sonucu o kişi ya da kişilere hayatlarını değiştirecek katkı pozisyonlarına gelmesini sağladığınız halde karşılığında nankörlük görünce değmez bir insana o pozitiflikleri yapmanızdan dolayı yaşadığımız pişmanlıklar sonucu kendi kendimizden özür dileyip kendimizi affetmemiz gündeme gelebilir.
Bunun dışındaki gerek bizim birilerine bilerek veya bilmeyerek yaptığımız hata ve yanlışlar sonucu gerekse başkalarının bize yaptıkları hata ve yanlışlardan dolayı ortaya çıkan maddi manevi zararlardan dolayı affetmek ya da affedilmek insani bir duygudur.
Affetmek ya da affedilmek tamamen kişinin iç dünyasında kendisiyle hesaplaşması sonucu ortaya çıkar.
Affetmek insanı ruhen hafifletir ancak affedilen kişinin af edilmeye değip değmeyeceğini görüp affı öyle yapmak gerekiyor.
Çünkü bu seferde nasıl yapılan pozitiflik sonucu karşılaşılan nankörlük af etme sonucu da yaşanabilir.
Gönlünüzde ve realitede yapılan pozitifliklerde kalbinizde af etmeyi değecek insanlara yapmalı.