Gün geçmiyor ki kadınlara bir taciz olayı ile karşılaşmayalım. Hemen hemen her gün ülkemizin içinden bir tacize şahit oluyoruz.
Şimdi de en son Silivri'de insan kılıklı bir voleybol antrenörünün iki kız voleybolcusuna bulunduğu taciz gündemde. Takımındaki iki genç kıza bulunduğu tacizden dolayı takımın voleybol antrenörü tutuklandı.
Bu olay ilk değil ama son olması dileğimiz.
Bugüne kadar birçok çocuk ve genç kızımız değişik platformlarda tacize uğradı. Bunların birçoğu olayların yaşandığı kurumlar veya aileler tarafından örtbas edildi. Bazen taciz yapan sapıklar adliyede serbest kaldı.
Maalesef kız çocuklarına ve genç kızlarımıza yapılan tacizlerin birçoğu onların en güvende olmaları gereken kurumlar.
Ve yine maalesef ki çocuklarımızın ahlaklı zinde olmaları için kendilerine spor yaptırmaları için emanet edilen spor hocaları ve yine çok acıdır ki beden eğitimi öğretmeni kılıklı bazı sapıkların gerçekleştirdiği taciz olayları kalbimizi acıtıyor.
Bugüne kadar ülkemizin birçok ilinde birçok beden eğitimi öğretmeni ve değişik branşlarda antrenör çocuklarımıza, genç kızlarımıza yaptıkları taciz olayları ile gündemdeler.
Tacizlerin yapıldığı okullarda okul müdürlerinin birçoğu kendi makamlarına zarar gelmesin diye adı tacizle anılan öğretmenlere sahip çıkıp ‘o böyle bir şey yapmaz’ diyerek ve tacize uğrayan kızlarımıza ve kızlarımızın ailelerine baskı yaptığını görüyoruz.
Sporda ülkemiz genelinde bazı Gençlik ve Spor İl Müdürlüklerinde çalışan kadrolu ve birçok spor kulüplerinde insan kılıklı çalıştırıcılar, antrenörler tacizle suçlandı.
Burada da bu kurumların ve spor kulüplerinin başındaki yetkililerin bazıları yapılan taciz olaylarını kapatma yoluna gitti.
Burada en büyük görev ailelere düşüyor. Çocuklarını spora teşvik ederken çocuklarını götürecekleri spor kurumlarını ve oradaki antrenörleri iyi araştırıp çocuklarını devamlı kontrol altında tutmamalılar.
Milli Eğitim Bakanlığı ve Gençlik ve Spor Bakanlıkları da kendi kurumlarında kadrolu veya sözleşmeli çalışan ya da spor kulüplerinde çalışan antrenörlerin adli geçmişleri, karakterleri, psikolojileri, davranışları iyi incelenerek ve bu olaylara karışanları koruma içgüdüsüne gitmeden realist davranarak anında reaksiyon göstererek en kısa sürede sonuca ulaşılmasını sağlayarak suçluların cezalandırılmasında önemli rol oynamalıdır.
Adı tacize karışan çalışanların cezalandırılması taciz düşüncesinde olanların da tacizden vazgeçmelerine etkin olacaktır.
Sporla iç içe olması beklenen çocuklarımızın ve gençlerimizin kızlarımızın fiziken ve psikolojik olarak sağlıklı büyümeleri ve sonunda ülkemizi eğitimde ve sporda başarılarıyla temsil edebilmeleri için eğitimcilerin ve antrenörlerin doğru seçilmeleri ve sıkı denetime tabi tutulmaları ile mümkün olacaktır.
Milli Eğitim ve Gençlik ve Spor bakanlarımız kendilerine bağlı kurumların il müdürlüklerine bu konuda daha seçici daha dikkatli seçimler yapmaları ve sıkı takip sıkı kontrol yapmaları ve haklarında taciz iddiaları bulunanların cezalandırılmaları için adil cezalandırılmanın yanında yer almalarını yeni bir tebligatla canlandırabilirler.
Bunlar yapıldığı takdirde aileler ve çocuklarımız daha rahat psikolojik koşullarda çalışacaklardır.
Kalbiniz ve gönlünüz her türlü kötülüğe ve tacize hayır diyebilen bunları cezalandıran yetkililerle olsun.