Günümüz dünyasında insanlar mantıkları ve duyguları arasında medcezir yaşıyor.
İnsanoğlu sosyal yaşama adımını atmasından itibaren zaman zaman birçok kararında mantığıyla duyguları arasına sıkışır.
Öyle anlar olur ki mantığı ve duyguları kendi tarafına karar vermesi için insana müthiş bir baskı yapar.
Mantık ve duygu ikilisi arasında sıkışıp kaldığımız zaman bazen bu baskınının ağırlığı altında ezilip seçimlerimizi yanlış yapmışlığımız da olabiliyor.
Bazılarımız mantık ve duygu sarmalını dengeli yürütürken bazılarımız ise bunlardan birisinin girdabına kapılabiliyoruz.
Birçoğumuz genelde özel hayatımızın karalarında duygusallığa doğru yol alabiliyoruz. Bunun sebebi ise duygularımızın bizde heyecan sevgi mutluluk karşılıklı ilgi gibi hisleri yaşatıyor olmasıdır.
Duygularımız bize mutluluk ya da mutsuzluklarımızı yaşatır.
Ama son yıllarda insanlarda kalpten duygusallığın yerini sahte duygusallıklar, samimiyetsizlikler alınca ister istemez insanlarda duygu eksiklikleri duygulara güvensizlik artmıştır.
İşte tüm bu gelişmeler iyi niyetli kalbi duygular besleyen insanlarda duygusal açlıklar meydana getirmiş olur ve bu duygusal açlıklar duygusal arayışlara doğru mesafe alır.
Duygularımız bizi ele veren adeta röntgen ya da ultrason sonuçları gibidir. Duygularımız bizi yüzümüzdeki mimiklere gözlerimizin buğulu olmasına ya da ışımasına ya da ellerimizin ayaklarımızın hareketlerine yansır.
Duygusal durgunluklarımız bizde oluşan duygu açlıklarının bizi sürüklediği duygu denizinde açılıp genelde büyük dalgalarla boğuşmamıza beden olurlar.
Duygu açlıkları sırasında en tehlikeli olanı geneldede bu tür duygu açlığı eksikliği çeken kadınların bu zaaflarını tespit eden genelde bir şekilde kendi etrafında olan birileri tarafından samimiyetsiz ve sevgide yalancı olanların samimi duygularla yanaşır gibi yapıp duygularını kalpten yaşamak isteyen meslek ve kariyer sahibi kadınları maddi manevi istismar etmeleridir.
O yüzdendir ki duygularımızı açık etmeden ne kişisel yalnızlığımızı ne de duygusal yalnızlığımızı açık etmeden duygularımızı gelişigüzel samimiyetsiz yaşamamız için duygularımızı mantığımızla terbiye etmemiz en sağlıklı yol olarak karşımıza çıkıyor.
Gönlünüz ve kalbiniz samimiyet dolu olsun.